Search
Close this search box.

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Tebliği 2003/14

Kaydet
Lütfen kayıt yapmak için giriş yapınız. Kapat

29.07.2003 Tarihli 25183 Sayılı Resmi Gazete

TEBLİĞ

Dış Ticaret Müsteşarlığından:

İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2003/14)

BİRİNCİ KISIM

Genel Bilgi ve İşlemler

Soruşturma

Madde 1- SASA Dupont Sabancı Polyester Sanayi A.Ş. (SASA) tarafından yapılan başvuru üzerine, Hindistan, Çin Tayvanı (Tayvan) ve Tayland menşeli “poliesterlerden sentetik devamsız lifler (polyester elyaf)” için 26/04/2002 tarih ve 24737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2002/3 sayılı Tebliğ ile başlatılan damping soruşturması Dış Ticaret Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü tarafından yürütülerek tamamlanmıştır.

Halen, 03/02/2003 tarih ve 25013 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2003/3 sayılı Tebliğ ile alınmış geçici önlem yürürlükte bulunmaktadır.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ; 4412 sayılı Kanun’la değişik 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun (Kanun), 20/10/1999 tarihli ve 99/13482 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar (Karar) ve 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümleri çerçevesinde yürütülen nihai gözden geçirme soruşturması sonuçlarını içermektedir.

Bilgilerin toplanması ve değerlendirilmesi

Madde 3- Soruşturma açılmasını müteakip, söz konusu ürünün bilinen yerli üreticilerine, Müsteşarlıkça tespit edilen ithalatçılarına, Hindistan, Tayvan ve Tayland’da yerleşik bilinen ihracatçılarına ve anılan ülkelerde yerleşik diğer ihracatçılara erişilebilmesini teminen soruşturmaya taraf olan üç ülkenin Ankara’daki Büyükelçiliklerine veya temsilciliklerine soru formları gönderilmiştir.

Taraflara soru formunu yanıtlamaları için posta süresi dahil 37 gün süre tanınmış olup, tarafların süre uzatımı yönündeki makul talepleri karşılanmıştır.

Yerli üretici, soru formuna usulüne uygun şekilde yanıt vermiştir. Ayrıca, soruşturma süresi boyunca Müsteşarlık ile işbirliği içinde olmuş ve gerektiğinde talep edilen ilave bilgi ve belgeleri temin etmiştir.

Soruşturma konusu maddenin ithalatını yaptığı tespit edilen ve kendilerine soru formu gönderilen firmalardan 20 tanesi ithalatçı soru formuna cevap vermiştir.

Üretici-ihracatçı soru formuna cevap veren ve soruşturma süresince işbirliği halinde bulunan üretici-ihracatçı (doğrudan veya aracı kanalıyla ihracat yapan üretici) firmalar, ülkeler temelinde aşağıda belirtilmektedir.

a) Hindistan: Futura Polyesters Ltd. (soruşturma başlatıldığında “Indian Organic Chemicals Ltd.” adıyla bilinen firma.), Reliance ındustries Ltd.

b) Tayvan: Chung Shing Textile Co.Ltd., Far Eastern Textile Ltd., Nan Ya Plastics Corporation, Shinkong Synthetics Fibers Corporation.

c) Tayland: Tuntex (Thailand) Public Co.Ltd., Indo Poly (Thailand) Ltd.

Yerinde doğrulama soruşturmaları

Madde 4- Yönetmelik’in 21 inci maddesi çerçevesinde Adana’da yerleşik şikayetçi firma ve yukarıda belirtilmiş olan işbirliğinde bulunan tüm üretici-ihracatçı firmalar nezdinde yerinde doğrulama soruşturmaları gerçekleştirilmiştir.

İlgili tarafların bilgilendirilmesi ve dinlenmesi

Madde 5- Soruşturma açılmasını müteakip, soruşturma konusu ülkelerin Büyükelçiliklerine veya temsilciliklerine ve bilinen üretici-ihracatçı firmalara şikayetin gizli olmayan metni ve soruşturma açılış Tebliği gönderilmiştir.

Ayrıca, ilgili taraflardan alınan bilgi ve belgelerin gizli olmayan özetleri talep eden bütün ilgili tarafların bilgisine sunulmuştur.

Yönetmeliğin 24 üncü maddesi çerçevesinde, ilgili tarafların görüşlerini karşılıklı olarak dile getirebilmesini teminen, yerli üretici, talepte bulunan soruşturma konusu üretici-ihracatçılar ve ithalatçıların katılımıyla 19/09/2002 tarihinde bir kamu dinleme toplantısı düzenlenmiştir.

Yönetmeliğin 25 inci maddesi çerçevesinde, nihai karara esas teşkil eden nitelikteki bilgi ve bulguları içeren Nihai Bildirim, yerli üreticiye, soru formuna cevap veren ithalatçılara, bilinen üretici-ihracatçılara, soruşturmaya konu ülkelerin Ankara’daki Büyükelçilik ve temsilciliklerine iletilmiştir.

Nihai Bildirimin ilgili taraflara gönderilmesini müteakip talep üzerine, Reliance, Tuntex ve Indopoly firmaları için görüş ve itirazlarını sözlü olarak iletmelerini teminen 23- 24/06/2003 tarihlerinde dinleme toplantıları yapılmıştır.

Tarafların soruşturma boyunca ortaya koyduğu yazılı ve sözlü görüşler incelenmiş olup konuyla ilgili olanlara Tebliğ’in ilgili bölümlerinde cevap verilmiştir.

Soruşturma dönemi

Madde 6- Damping belirlemesi için 01/04/2001-31/03/2002 tarihleri arası soruşturma dönemi (SD) olarak kabul edilmiştir. Zarar belirlemesinde ise veri toplama ve analiz için 01/01/1999-31/03/2002 arasındaki dönem esas alınmıştır.

Reliance firması zarar inceleme döneminin, dünyada ekonomik kriz yaşanan 1999 yılı yerine 2000 yılından başlamasını talep etmiştir. Ülkemiz uygu lamalarında, zarar inceleme dönemi normal olarak damping soruşturma dönemini de kapsayan son 3 yıl olarak belirlenmektedir. İncelenen dönemde, dünyada ya da ülkemizde iç pazardaki normal gidişatı bozacak şekilde gelişmeler tespit edildiği hallerde bu durum çalışmanın bütünlüğü içinde dikkate alınmaktadır. Örnek olarak ithalatın hacimsel gelişimi tek başına bir belirleyici olarak değerlendirilmemekte, aynı zamanda ekonomik gelişmelerle doğrudan bağlantılı olan pazardaki gelişmeler de dikkate alınarak söz konusu gelişim nispi olarak da incelenmektedir. Bu çerçevede, zarar inceleme döneminin değiştirilmesi yönündeki talep uygun görülmemiştir.

Soruşturma konusu ürün ve benzer ürün

Madde 7- 5503.20.00.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyonu (GTİP) altında sınıflandırılan soruşturma konusu polyester elyaf, çekim ve ısıl sabitleme işlemlerinden geçmiş polyester filamentlerin ya da devamlı lifler demetinin kullanım yeri ve amacına göre alıcı tarafından talep edilen boyda kesilmesi ile elde edilmektedir. Soruşturma konusu ürün, tekstil ve dokusuz yüzeyler imalatında kullanılmaktadır.

Denye, kesim uzunluğu, parlaklık, erime ısısı, kalite, renk ve benzeri faktörlere bağlı olarak ürün çeşidi çok fazla olmakla beraber bu çeşitliliği üretim sürecinde yapılan birtakım küçük ayarlamalarla gerçekleştirmek mümkündür.

Polyester elyaf petrokimya türevi olan MEG (monoetilen glikol) ile DMT (dimetil tereftalat) veya PTA’nın (purified tereftalik asit) kimyasal reaksiyonu sonucunda ortaya çıkmaktadır. Yapılan incelemelerde, üretim sürecinde hammadde olarak DMT ya da PTA kullanılmasının nihai ürünün fiziksel özelliklerinde veya kullanımında bir farklılık meydana getirmediği tespit edilmiştir.

Talep edilen elyaf miktar, çeşit ve fiziksel özelliklerine göre parti tipi işlem (batch process) veya sürekli işlem (continuous process) metotlarıyla üretilmektedir. Yerli üreticinin bu iki üretim şeklini de kullanabilecek kapasite ve tesislere sahip olduğu yerinde doğrulama soruşturması sırasında görülmüştür.

Türkiye’de elyafın tekstil imalatı için iplik eğirme (spun) ve ev tekstili için dolgu malzemesi (non-woven) olmak üzere iki temel kullanım alanı bulunmaktadır. Yorgan ve yastık için dolgu malzemesi olarak kullanılan elyaflar içi boş (hollow), silikonlu, çekimli (conjugate) ve düşük ergime (low melt) özelliklerini haiz olabilmektedir. Anılan bütün elyaf tipleri, kullanım alanlarına göre ayrılmaksızın, aynı GTİP kapsamında yer almaktadır.

Yerli üreticinin iki temel kullanım alanına yönelik -iplik eğirmelik ve dolguluk halen muhtelif tip ve çeşitlerde polyester elyaf ürettiği veya talep üzerine üretebildiği tespit edilmiştir.

Yönetmelik’in 4 üncü maddesi çerçevesinde soruşturma konusu ülkelerden ithal edilen ürün ile yerli üretici tarafından üretilen ürünün benzer ürün olup olmadığı incelenmiştir. Anılan madde uyarınca benzer ürün, dampinge konu mal ile aynı özellikleri taşıyan bir mal, böyle bir malın bulunmaması halinde ise benzer özellikleri taşıyan başka bir mal şeklinde tanımlanmaktadır. Burada, benzer ürün kavramının “polyester elyaf” için irdelendiğini, ürünün yapısını etkileyen her bir unsura bağlı olarak ortaya çıkan çok sayıda tip veya çeşit için ayrı ayrı benzer ürün kavramının irdelenmesi gerekmediğini vurgulamakta yarar görülmektedir.

Bu bağlamda, yerli ve ithal ürünlerin “benzer ürün” olup olmadığı hususu tespit edilirken, öncelikle aynı özelliklerin olup olmadığı, daha sonra da kullanım alanları ve özellikleri itibariyle benzer olup olmadığı hususu incelenmiştir. Bu incelemede ürünlerin fiziksel özellikleri ve kullanım alanları, birbirinin yerine geçebilme özellikleri, dağıtım kanalları, üretici ve tüketicinin ürünü algılamaları ve üretim süreci hususlarına bakılmıştır.

Bu kapsamda yapılan incelemelerde, yerli üretici tarafından üretilen ürünler ile soruşturmaya konu ülkeler menşeli ürünler arasında fiziksel özellikler, ürün çeşitliliği ve kullanım alanları arasında “benzer ürün” tanımı açısından ayrım yaratan herhangi bir farklılık gözlemlenmemiştir.

Ürünün kullanıcısı durumundaki sanayiciler ihtiyaç duydukları polyester elyafı ya doğrudan üreticilerden ya da polyester elyaf ticareti yapan aracı firmalardan temin etmektedir. Dağıtım kanalları yerli ve ithal ürünler için farklılık arz etmemektedir.

Sonuç olarak yapılan incelemeler neticesinde, yerli üretim dalı tarafından üretilen polyester elyaf ile soruşturma konusu ülkelerden ithal edilenlerin, teknik ve fiziki özellikleri, çeşitleri, dağıtım kanalları ve kullanım alanları itibariyle benzer özelliklere sahip olduğu ve soruşturmaya konu ülkelerden ithal edilen ürünlerin gerek birbirleriyle gerekse yerli üretim dalının ürünüyle doğrudan rekabet içinde olduğu, bu nedenle de benzer ürün olarak kabul edilebileceği anlaşılmıştır.

Bazı ilgili taraflar, “içi boş silikonlu çekimli” elyafın yerli üretici tarafından üretilmediğini, dolayısıyla bu tipin soruşturma kapsamı dışında tutulması gerektiğini iddia etmiştir. Ancak yapılan incelemelerde söz konusu elyafın, içi boş silikonlu elyafın kullanılmasının mümkün olduğu alanlarda dahi, fiyatının ucuzluğu sebebiyle tercih edildiği, dolayısıyla ürüne olan mevcut talebin fiziki özelliklerinden çok fiyat esasında belirlendiği, yerli üreticinin de ihtiyacın az olması ve mevcut tiplerin bu tip elyafın yerine geçebilmesi sebepleriyle bu elyaf tipini üretmeyi tercih etmediği tespit edilmiştir. Bu bağlamda, içi boş silikonlu elyaf ile içi boş silikonlu çekimli elyaf tüketimlerinin örtüştüğü anlaşılmıştır. Bu tespitler ışığında, yerli üretici tarafından üretilen içi boş silikonlu elyafın bu tip elyafın yerine geçebildiği ve dolayısıyla soruşturma dışı bırakılmaması gerektiğine karar verilmiştir.

Reliance firması, 1.2 denye siyah elyafın soruşturma döneminde yerli üretici tarafından üretilmediğini ileri sürerek soruşturma kapsamı dışında tutulmasını istemiştir. Bu talep, yerli üreticinin mevcut ürün yelpazesi incelendiğinde mesnetsiz görülmüştür. Kaldı ki, benzer ürün tanımının karşılanması için yerli üreticinin o anda dünyada mevcut olan bütün elyaf tip veya çeşitlerini soruşturma dönemi içinde üretmiş olması gibi bir gereklilik bulunmamaktadır.

İKİNCİ KISIM

Dampinge İlişkin Belirlemeler

Genel

Madde 8- Hindistan, Tayvan ve Tayland için yapılan damping belirlemelerinde, işbirliğinde bulunan üretici-ihracatçı firmaların soru formuna verdikleri cevaplarda ve sonraki aşamalarda beyan ettikleri iç piyasa satış fiyatları, maliyetleri ve ihraç fiyatları esas alınmıştır. Soruşturma konusu ülkelerdeki işbirliğinde bulunmayan firmalar için yapılan damping marjı belirlemelerinde ise, o ülkede işbirliğinde bulunan ve damping marjı en yüksek olarak hesaplanan firmanın Türkiye’ye ihracatında en yüksek damping marjını haiz olan tipi esas alınmıştır.

BİRİNCİ BÖLÜM

Normal Değer

Temsil testi

Madde 9- Yönetmelik’in 5 inci maddesi hükmü gereğince, menşe ülkenin iç piyasasında yapılan benzer mal satışlarının miktar bazında Türkiye’ye satışların %5’ini veya daha fazlasını oluşturduğu hallerde, iç satışlar normal değerin tespit edilmesi için yeterli miktarda sayılmıştır. Bu testin olumlu sonuçlanması halinde normal değer, ihracatçı ülke iç piyasasında normal ticari işlemler çerçevesinde gerçekleşen satışlar esas alınarak belirlenmiştir.

Normal ticari işlem testi

Madde 10- Yönetmelik’in 5 inci maddesi hükümleri gereğince, soruşturmaya konu firmalardan sağlanan bilgiler elverdiği ölçüde, menşe ülkenin iç piyasasındaki satışlarının normal değer tespitinde kullanılıp kullanılmayacağının belirlenmesi için ürün tipleri bazında normal ticari işlem testi uygulanmıştır. Buna göre;

a) Benzer ürünün ağırlıklı ortalama net satış fiyatının (indirimler, vergiler ve iadeler düşülerek hesaplanmış) ağırlıklı ortalama birim maliyetinin üzerinde olduğu durumlarda normal değer;

1) birim maliyetin üzerindeki satışların maddenin toplam satışlarının %80’ini veya daha fazlasını oluşturması halinde, soruşturma dönemi boyunca gerçekleşen tüm iç piyasa satış işlemlerinin (karlı ya da karsız) ağırlıklı ortalaması esasında,

2) birim maliyetin üzerindeki satışların maddenin toplam satışlarının %80’inden daha azını oluşturması halinde ise soruşturma dönemi boyunca gerçekleşen yalnızca karlı iç piyasa satış işlemlerinin ağırlıklı ortalaması esasında belirlenmiştir.

b) Benzer ürünün ağırlıklı ortalama net satış fiyatının, ağırlıklı ortalama birim maliyetinin altında olması halinde normal değer, oluşturulmuş değer esasında belirlenmiştir. İç piyasa satışlarına dayanan normal değer

Madde 11- Yönetmelik’in 5 inci maddesi hükmü gereğince, iç piyasa satışlarının esas alındığı hallerde normal değer, menşe ülkenin iç pazarında benzer ürün için normal ticari işlemler çerçevesinde bağımsız alıcılar tarafından ödenmiş olan veya ödenmesi gereken fiyatlar esasında hesaplanmıştır.

Oluşturulmuş değer ve kar oranı

Madde 12- Oluşturulmuş normal değer, firmalardan temin edilen maddenin imalat maliyeti ile satış, genel ve idari (SGİ) gider rakamlarına makul oranda bir karın eklenmesi suretiyle hesaplanmıştır.

Oluşturulmuş normal değer hesaplamalarında esas alınan kar oranı, Yönetmelik’in 6 ncı maddesi hükmü çerçevesinde, firmaların normal ticari işlemler çerçevesinde gerçekleşen benzer ürün satışlarından doğan karlarının ağırlıklı ortalaması alınarak belirlenmiştir.

İKİNCİ BÖLÜM

İhraç Fiyatı

İhraç fiyatının belirlenmesi

Madde 13- İhraç fiyatı, ihracatçı firmaların Türkiye’ye satışlarında fiilen ödenen fiyat esasında belirlenmiştir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Damping Marjları

Fiyat karşılaştırması

Madde 14- Adil bir karşılaştırmanın yapılabilmesini teminen, normal değer ile ihraç fiyatı mümkün olduğu ölçüde fabrika çıkış aşamasına getirilerek aynı aşamada karşılaştırılmıştır.

Karşılaştırmalar fiyat ve/veya maliyet açısından farklılık arz eden aynı tipler esas alınarak yapılmıştır. Bazı üretici-ihracatçı firmaların talebi üzerine yapılan incelemeler sonucunda, kesim uzunluğunun maliyet üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Dolayısıyla, kesim uzunluğu ürün çeşitlemesinde bir ölçüt olarak kabul edilmemiş, diğer özellikleri aynı olup sadece kesim uzunluğundan dolayı farklı ürün kodlarıyla gösterilen ürünler tek bir kod altında birleştirilerek karşılaştırma ve hesaplamalarda aynı ürün kodu altında değerlendirilmiştir.

Nan Ya firması kesim uzunluğunun ürünün maliyeti ve satış fiyatı üzerinde etkili olduğunu iddia ederek, bahsekonu uygulamanın hatalı olduğunu öne sürmüştür. Ancak, gerek yerinde doğrulama soruşturması sırasında gerek sonrasında yapılan incelemelerde kesim uzunluğunun maliyet ve satış fiyatı üzerinde bir etkisi tespit edilememiş olmasının yanısıra, ilgili firmanın satışları incelenmiş, firmanın aynı tarihte aynı firmaya yaptığı satışlarda sadece kesim uzunluğundan dolayı farklı kodda gösterilen ürünleri satarken iddia edildiğinin aksine herhangi bir fiyat farklılaştırması yapmadığı görülmüştür.

Tuntex firması diğer özellikleri aynı olup sadece dalga genişliği (crimps) farklılığından dolayı ortaya çıkan 22 tipteki değişik üründen yalnız 3 tip ürünün aynı kod altında birleştirilmesini talep etmiştir. Öncelikle firma bu hususa ilişkin olarak daha önce herhangi bir benzer talepte bulunmamıştır. Öte yandan, firmanın talepte bulunduğu 3 tip için yapılan incelemede dalga genişliği faktörünün satış fiyatlarını doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemediğine dair bir delil de bulunamamıştır. Sonuç olarak, soruşturmanın bitiş aşamasına çok yakın bir aşamada tekrar inceleme yapma imkanı bulunmayan böyle bir talepte bulunulması ve karşılaştırmalarda azami adaletin tesisi için karşılaştırmaların mümkün ve mantıklı olan en ayrıntılı seviyelerde yapılması düşüncesiyle firmanın bu talebi uygun görülmemiştir.

Shinkong firması damping marjı hesaplamaları için yapılan karşılaştırmalarda paketleme masrafından kaynaklanan bir adaletsizlik olduğunu ileri sürmüştür. Ancak yapılan incelemede, normal ticari işlem çerçevesinde gerçekleşen satışların belirlenmesi amacıyla yapılan iç piyasa satış fiyatlarıyla maliyetlerin karşılaştırılması aşamasında kullanılan satış fiyatının indirim, iade ve vergiler düşülerek hesaplanan net satış fiyatı olduğu, dolayısıyla hem satış fiyatının hem de maliyetlerin paketleme masrafını içerdiği ve herhangi bir dengesizliğin meydana gelmediği tespit edildiğinden, talep uygun görülmemiştir.

Yönetmelik’in 10 uncu maddesi hükmü gereğince, ilgili taraflarca fiyat karşılaştırmasını etkilediği ileri sürülen hususlar değerlendirilmiş ve taşıma, sigorta, yükleme ve bindirme masrafları, paketleme giderleri, ödeme koşulları, ticari aşama farklılığı, indirim, geri ödeme, banka masrafları, vergi iadesi gibi belgelendirilen, uygulanabilir ve haklı görülen ayarlamalar yapılmıştır.

Damping marjları

Madde 15- Yönetmelik’in 11 inci maddesi hükmü çerçevesinde damping marjları, normal değer ile ihraç fiyatlarının ağırlıklı ortalamalarının karşılaştırılması suretiyle hesaplanmıştır. Ancak, ihraç fiyatının değişik alıcılar veya zaman süreleri bakımından önemli ölçüde farklılık gösterdiği hallerde, ağırlıklı ortalama normal değer ile ağırlıklı ortalama ihraç fiyatının karşılaştırılması yöntemi zamana, müşteriye ve ürün alt tipine göre fiyat farklılaştırmasından kaynaklanan dampingi belirlemede yetersiz kaldığından, dampingin büyüklüğünün tam olarak ortaya konulabilmesi ve varsa gizli dampingin etkisiz kılınması için polyester elyaf için hesaplanmış olan ağırlıklı ortalama normal değer, işlem bazında ihraç fiyatı ile karşılaştırılmıştır.

İşbirliğine gelmeyen firmalar için ise Yönetmelik’in 26 ncı maddesi hükmü uyarınca, işbirliğinde bulunmamayı ödüllendirmemek ve işbirliğinden kaçınmayı önlemek amacıyla, işbirliğine gelen firmalar arasından en yüksek damping marjına sahip firmanın yine en yüksek oranda damping yaptığı tip esas alınmıştır.

Damping marjının belirlenmesinde kullanılan yöntem ile yapılan hesaplamalar, nihai bildirim aşamasında firma özel bildirimlerinde ve ekindeki bilgisayar dosyasında ayrıntılı şekilde gösterilmiştir.

Bazı ilgili taraflarca, ağırlıklı ortalama normal değerin işlem bazında ihraç fiyatı ile karşılaştırılması uygulamasına ilişkin açıklama talep etmişlerdir. Konuya ilişkin olarak yukarıda verilen izahın yeterli olduğu düşünülmektedir.

a) Hindistan: İşbirliğine gelen firmalar için CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak hesaplanan damping marjları aşağıda belirtilmektedir:

Futura Polyester Ltd. için %22,23

Reliance Industries Ltd. için %16,54

İşbirliğine gelmeyen firmalar için %23,9

b) Tayvan: İşbirliğine gelen firmalar için CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak hesaplanan damping marjları aşağıda belirtilmektedir:

Chung Shing Textile Co Ltd. için %11.66

Far Eastern Textile Ltd. için %7,16

Nan Ya Plastics Corporation için %13,26

Shinkong Synthetics Fibres Corporation için %6,47

İşbirliğine gelmeyen firmalar için %20,1

c) Tayland: İşbirliğine gelen firmalar için CIF ihraç fiyatının yüzdesi olarak hesaplanan damping marjları aşağıda belirtilmektedir.

Soruşturmanın açılmasını müteakip ilgili üretici-ihracatçılara gönderilen soru formu vasıtası ile Indo Poly firmasına, müşterileri ya da aracı firmalar ile arasındaki indirim ve iade ilişkileri konusunda sorular sorulmuş, ancak firma bu sorulara verdiği yanıtlarda hiçbir firmayla arasında herhangi bir iade anlaşması bulunmadığını beyan etmiştir.

Adıgeçen firma nezdinde yerinde doğrulama soruşturması yapılması öncesinde, firmanın soruşturmaya konu ürünü Türkiye’ye ihraç ederken çalıştığı başka bir ülkede yerleşik bir aracı firmanın (bundan sonra “aracı firma” olarak belirtilecektir) elde edilebilen Türkiye’ye satış faturaları incelenmiştir. Bu faturalardan bazıları ile ilgili oldukları Indo Poly firmasının aracı firmaya yaptığı satışlara ilişkin faturalar arasında fiyat tutarsızlıkları tespit edilmiştir. Bu durumun yerinde doğrulama sırasında gündeme getirilmesine karar verilmiş ve Indo Poly firmasından mümkün olduğu takdirde aracı firma ile temasa geçmesi ve tüm işlemlere ilişkin faturaları temin etmesi talep edilmiştir.

Indo Poly firması nezdinde yapılan yerinde doğrulama soruşturması sırasında konu yeniden gündeme getirilmiş ve yukarıda bahse konu fiyat tutarsızlıkları hakkında anılan firma yetkililerinden bilgi talep edilmiştir. Firma yetkilileri, aracı firma ile temasa geçildiğini, ancak, anılan firmanın kendileri ile işbirliği yapmak istemediklerini belirtmiş, konu ile ilgili herhangi bir bilgileri olmadığını, söz konusu tutarsızlıkların aracı firmanın kendi fiyat politikalarından kaynaklanabileceğini ifade etmişlerdir.

Ancak, yerinde doğrulama soruşturması sonrasında, Müsteşarlıkça anılan aracı firma ile doğrudan temasa geçilerek işbirliği talep edilmiş ve kendilerine işbirliğine gelinmemesi halinde firmalarının menfi yönde etkilenebileceği hususunda bilgi verilmiştir. Bunun üzerine, söz konusu aracı firma, Indo Poly firması ile aralarında bir telafi edici sözleşme olduğunu gösteren bir mektup ile iade sonrası net alış değerini gösteren belgeleri Müsteşarlığa iletmiştir.

Konu, bir yazı ile Indo Poly firmasına iletilerek, durum hakkında açıklama talep edilmiş, ancak firmanın konuyu açıklamak yerine iddialarını tekrar etmesi üzerine, Indo Poly firmasının belirlemelere esas teşkil edecek bir bilgiyi saklamış olduğu ve konu hakkında yanlış/yanıltıcı bilgi vermiş bulunduğu tespit edildiğinden, DTÖ Anti-Damping Anlaşması (Anlaşma) Madde 2.3, 6.8 ve Ek II Paragraf 7 hükümleri ile İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik’in 26 ncı maddesi çerçevesinde, adıgeçen firma işbirliğine gelmemiş addedilerek, firma için yapılacak damping hesaplamalarının eldeki mevcut verilere göre yapılmasına karar verilmiştir. Bu husus firmaya iletilen Nihai Bildirim metninde de yer almış ancak firmadan konuya ilişkin tatmin edici herhangi bir açıklama gelmemiştir.

Indo Poly firması, soruşturma çerçevesinde yapılan hesaplamalarda önem arz eden bir bilgiyi saklayarak kendine bir avantaj sağlamaya çalışmıştır. Soruşturmayı yürüten merciin söz konusu bilgiye kendi çabası ile ulaşamaması durumunda adıgeçen firmanın bu durumdan çıkar sağlayacak olması nedeniyle firmanın olması gereken durumdan daha az avantajlı bir konumda yer alması gerektiği düşünülmüştür.

Öte yandan, Indo Poly firması nezdinde yapılan yerinde doğrulama soruşturması sırasında aracı firmanın müşteri hesaplarının incelenmesi sonucunda, bildirilmeyen iade işlemlerine yönelik herhangi bir kayda rastlanmamış olması, firmanın muhasebe hesaplarının bütünü üzerinde bir güvenilirlik şüphesi yaratmış ve bu nedenle firmanın ilettiği tüm bilgilerin soruşturma dışı bırakılarak tamamen eldeki veriler ile hareket edilmesi veya firmanın işbirliğine gelmemiş olduğu varsayılarak “diğerleri” kapsamında değerlendirilmesi üzerinde de durulmuştur. Ancak, mevcut veriler uygulamasının sadece ihraç fiyatının tespiti ile sınırlı kalmasına ve normal değer tespitinde kullanılan veriler ile maliyetlere ilişkin bilgiler konusunda firmanın beyanının esas alınmasına karar verilmiştir. Bu itibarla, firma için yapılan hesaplamalarda ihraç fiyatı olarak, aracı firma üzerinden Türkiye’ye yapılan satışlar içinde en düşük ihraç fiyatına sahip işlem esas alınmıştır.

Diğer taraftan, Indo Poly firmasının Türkiye’deki ilişkili firması olan Indorama İplik firmasına yaptığı satışlar da, Anlaşma’nın 2.3 ve yine yukarıdaki gerekçelerle 6.8 maddeleri hükümleri kapsamında değerlendirilerek damping marjı hesaplamasında dikkate alınmamıştır.

Nihai Bildirim sonrasında ise, firmanın gerek soruşturmanın çeşitli aşamalarında gerek yerinde doğrulama soruşturması sırasında sağladığı veriler çerçevesinde yapmış olduğu talepler değerlendirilmiş ve bunlardan haklı görülenleri hesaplamalara yansıtılmıştır.

Bu çerçevede, firmanın talebi üzerine, firma tarafından Türkiye’ye yapılan satışlardan 1.4 denye tipi, aynı kod altında gruplandırılarak hesaplamalara dahil edilmiş ve yerinde doğrulama soruşturması sırasında açıklanan hammadde alışlarında elde edilen döviz kuru kazançları maliyetlere yansıtılmıştır.

Ancak, firmanın, hesaplamaların aylık maliyetler kullanılarak aylık bazda yapılması yönündeki talebi, soruşturmanın başından beri SD verileri kullanılması ve ağırlıklı ortalama yapılarak tüm fiyat ve maliyet dalgalanmalarının dikkate alınmış olmasından dolayı böyle bir uygulamaya gerek görülmemesi nedeniyle kabul edilmemiştir.

Sonuç olarak, firmanın aracı firma ile ilişkisini inkar edip ısrarla istenmesine karşın buna ilişkin delilleri teminden kaçınarak hayati önemi haiz bir bilgiyi sakladığı ve soruşturmayı yürüten otoriteyi yanlış yönlendirdiği tespit edildiğinden, damping marjı hesaplamasında firmanın kendi verileri kullanılarak hesaplanan ağırlıklı ortalama normal değer ile firmanın bilgi temin ettiği ihraç işlemleri içinde yer alan en düşük fiyatlı ihracat işlemi karşılaştırılmıştır. Buna göre:

Tuntex (Thailand) Public Co. Ltd. için %15,84

Indo Poly (Thailand) Ltd. için %22,09

İşbirliğine gelmeyen firmalar için %22,09

ÜÇÜNCÜ KISIM

Zarara İlişkin Belirlemeler

BİRİNCİ BÖLÜM

Dampingli İthalat

İthalatın hacmi ve gelişimi

Madde 16- Yönetmelik’in 17 nci maddesi çerçevesinde, soruşturma konusu ülkeler menşeli ithalatın hacminde mutlak anlamda ya da Türkiye tüketimine oranla önemli ölçüde bir artış olup olmadığı incelenmiştir.

a) Maddenin Genel İthalatı

Maddenin genel ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında miktar bazında %31 oranında artarken, anılan dönemdeki değer artışı %34 oranında gerçekleşmiştir.

b) Maddenin Soruşturma Konusu Ülkelerden İthalatı

Maddenin soruşturma konusu 3 ülkeden ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında miktar bazında %311 oranında artarken, anılan dönemdeki değer artışı %349 oranında gerçekleşmiştir.

1) Hindistan: Maddenin Hindistan’dan ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında miktar bazında %82 oranında, değer bazında ise %133 oranında artmıştır. Aynı dönemde Hindistan’ın genel ithalat içindeki payı %17,7’den %24,7’ye çıkmıştır.

2) Tayvan: Maddenin Tayvan’dan ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında miktar bazında %41.802 oranında artarken, değer bazında %35.322 oranında artmıştır. Aynı dönemde Tayvan’ın genel ithalat içindeki payı %0,07’den %23,88’e yükselmiştir.

3) Tayland: Maddenin Tayland’dan ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında miktar bazında %441 oranında, değer bazında ise %404 oranında artmıştır. Aynı dönemde Tayland’ın genel ithalat içindeki payı %7,46’dan %30,72’e çıkmıştır.

Ayrıca, soruşturma konusu ülkelerin her birinden yapılan ithalatın ihmal edilebilir oranın oldukça üzerinde olduğu görülmüştür.

c) Maddenin Üçüncü Ülkelerden İthalatı

Maddenin üçüncü ülkelerden ithalatı, 1999 yılı ile SD arasında miktar bazında %63,5 oranında, değer bazında ise %60,9 oranında azalmıştır. Aynı dönemde üçüncü ülkelerin genel ithalat içindeki payı %74,7’den %20,7’ye düşmüştür.

d) Dampingli İthalatın Pazar Payındaki Değişim

Maddenin yurtiçi tüketimi, SASA’nın yurtiçi satışları ile genel ithalatın toplanması suretiyle hesaplanmıştır. Bu çerçevede belirlenen toplam tüketim endeks olarak 1999 yılında 100 iken SD’de 93,74 olmuştur. Yine 1999 yılı endeksi 100 alındığında, 1999-SD’de Hindistan’ın pazar payı endeksinin 194’e, Tayland’ın 577’ye, Tayvan’ın 44.701’e yükseldiği görülmüştür.

Dampingli ithalatın fiyatlarının gelişimi

Madde 17- DİE kayıtları esas alınarak yapılan incelemede, soruşturmaya konu ülkelerin ağırlıklı ortalama CIF ihraç fiyatları 1999 yılı 100 olarak alındığında bu rakam SD itibariyle Tayland için 93’e, Tayvan için 85’e gerilemiş; Hindistan için ise 128’e yükselmiştir.

Dampingli ithalatın yerli üretici fiyatları üzerindeki etkisi

Madde 18- Fiyat kırılması analizinde, ithalatın gümrük çıkış aşamasındaki fiyatları ile yerli üretim dalının fabrika kapısındaki fiyatları karşılaştırılmıştır. Söz konusu fiyat kırılması hesaplamalarında firmaların fiili ihraç fiyatları temel alınmıştır. Ayrıca bu fiyatlara ithalatçılardan gelen bilgiler göz önüne alınarak KKDF masrafı, gümrük giderleri, gümrük vergisi ve akreditif masrafları gibi gider kalemleri eklenmiştir. Bu şekilde, soruşturma konusu ülkeler menşeli ithalatın gümrük vergisi ve masrafları dahil Türkiye piyasasına giriş fiyatı yerli üretim dalının satış fiyatları ile mukayese edildiğinde, 1999-SD arasında dampingli ithalatın fiyatlarının yerli üretim dalının fiyatlarının altında kaldığı tespit edilmiştir. SD’de ilgili ürünün alt tiplerinde ithal ürün için CIF bedelinin yüzdesi olarak fiyat kırılması, Hindistan’daki Futura Polyester Ltd. ve Reliance Industries Ltd. firmaları için sırasıyla %112 ve %19’a kadar; Tayvan’daki Chung Shing Textile Co Ltd., Far Eastern Textile Ltd., Nan Ya Plastics Corporation ve Shinkong Synthetics Fibres Corporation firmaları için sırasıyla %32, %35, %43 ve %34’e kadar; Tayland’daki Tuntex (Thailand) Public Co.Ltd. ve Indo Poly (Thailand) Ltd. firmaları için sırasıyla %38 ve %32’ye kadar çıkmaktadır. Firma ve ürün bazında fiyat kırılması ile ilgili tüm ayrıntılı bilgiler, firma özel bildirimlerinde ayrıca belirtilmiştir.

İKİNCİ BÖLÜM

Yerli Üretim Dalının Durumu

Yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri

Madde 19- Yerli üretim dalının ekonomik göstergelerinin incelenmesinde mümkün olduğu ölçüde ilgili ürüne ait veriler esas alınmıştır.

a) Üretim

Yerli üretim dalının ilgili üründe 1999 yılında 100 olan üretim miktar endeksi SD’de 84’e gerilemiştir.

b) Satışlar

Yerli üretim dalının ilgili üründe 1999 yılında 100 olan yurtiçi satış miktar endeksi SD’de 80’e gerilemiştir. Aynı dönemde satış hasılatı ise reel olarak 100’den 80’e düşmüştür.

c) İhracat

Yerli üretim dalının ilgili üründe 1999 yılında 100 olan ihracat miktar endeksi SD’de 136’ya çıkmıştır. Aynı dönemde satış hasılatı ise reel olarak 100’den 135’e yükselmiştir.

d) Pazar Payı

Yerli üretim dalının ilgili üründe yurtiçi pazar payı endeks olarak 1999 yılında 100 iken SD’de 85’e gerilemiştir.

e) Stoklar

Yerli üretim dalının ilgili üründe 1999 yılı stok düzeyi endeksi 100 olarak alındığında SD’de stok düzeyi 383’e yükselmiştir.

f) Kapasite ve Kapasite Kullanım Oranı (KKO)

Yerli üretim dalının kapasitesinde ilgili ürün için 1999-SD arasında herhangi bir değişiklik olmamıştır. 1999 yılında 100 olarak alınan KKO endeksi ise, SD’de 84’e gerilemiştir.

g) İstihdam

Yerli üretim dalının ilgili üründe çalışanların sayısı endeks olarak 1999-SD arasında 100’den 127’ye yükselmiştir.

h) Ücretler

Yerli üretim dalının ilgili ürün üretiminde çalışan işçilerinin aylık giydirilmiş brüt ücret endeksi 1999-SD arasında 100’den 72’ye düşmüştür.

i) Verimlilik

Yerli üretim dalının ilgili ürün üretiminde çalışan işçi başına verimlilik endeksi 1999 yılında 100 iken SD’de 67’ye gerilemiştir.

j) Yurtiçi Fiyatlar

Yerli üreticinin ilgili üründe ağırlıklı ortalama yurtiçi birim satış fiyatı 1999 yılında 100 olarak alındığında, bunun SD’de değişmeyip reel bazda 100 olarak kaldığı görülmüştür.

k) Maliyetler

Yerli üreticinin ilgili üründe ağırlıklı ortalama birim ticari maliyet endeksi 1999 yılında 100 iken SD’de 111’e çıkmıştır.

l) Karlılık

Yerli üreticinin ilgili üründe ticari maliyetleri dikkate alınarak hesaplanan toplam karlılık ve birim karlılık endeksleri 1999 yılında her ikisi için de firma zararda iken (-) 100 olarak alındığında, zarar artarak SD’de sırası ile (-) 346 ve (-) 394 değerlerine ulaşmıştır.

m) Nakit Akışı

Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri dolayısıyla yarattığı nakit akışı endeksi 1999 yılında 100 iken bu rakam 2001’de 27’ye gerilemiştir.

n) Özkaynakların Karlılığı ve Yatırım Hasılatı

Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri ile ilgili olarak, 1999 yılı itibariyle -%0,7 olan özkaynak karlılığı (Kar/Özkaynak) endeksi 2001 takvim yılı için -%8,5’e gerilemiştir. Yatırım hasılatı (Kar/Aktif Toplamı) endeksine bakıldığında ise 1999 yılında -%0,2 iken 2001 yılında -%3,4’e kadar gerilediği görülmüştür.

Diğer taraftan, her ne kadar özkaynak karlılığı ve yatırım hasılatı göstergeleri şirket geneli için hesaplanmış ve ilgili ürün için hesaplanamamış olsa da, 2001 yılında ilgili üründe negatife dönen karlılık, adıgeçen göstergelerin de negatife döndüğüne işaret etmektedir.

o) Büyüme

Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri ile ilgili olarak, aktif büyüklüğü reel olarak 1999 yılında 100 iken 2001 yılında 41 olmuştur.

p) Sermaye Artışı

Yerli üretim dalının bütün faaliyetleri ile ilgili olarak, 1999 yılında 100 olan öz sermaye endeksi 2001 yılında reel olarak 99’a gerilemiştir.

r) Yatırımlardaki Artış

Yerli sanayinin ilgili üründe 1999-SD döneminde herhangi bir yenileme yatırımı gerçekleştirmemiştir.

s) Ekonomik Göstergelerin Değerlendirilmesi

Yerli üretim dalının zarar inceleme döneminde zarar görüp görmediğine ilişkin zarar incelemesinde, tüm zarar faktörleri ayrı ayrı incelenmiş, ancak değerlendirme zarar faktörlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesiyle yapılmıştır.

Bu çerçevede, yerli üretim dalının, 1999-SD arasında ekonomik göstergelerinin incelenmesi sonucunda; bazı önemli müşterilerini kaybettiği, satışlarının, pazar payının ve üretiminin gerilediği, kapasite kullanım oranının düştüğü, stoklarının arttığı, satış fiyatlarında, ticari maliyetlerindeki artışlara paralel bir yükselme görülmediği, bu olumsuz gelişmeler sonucunda, toplam ve birim karlılığının düşerek zarara dönüştüğü, işgücü verimliliğinin düştüğü, firmanın tüm faaliyetlerini kapsayan aktif büyüklüğü, özkaynak büyüklüğü, yatırım karlılığı ve özkaynak karlılığı gibi göstergelerinde gerileme yaşandığı tespit edilmiştir. Ayrıca, damping marjının önemli oranlarda olduğu belirlenmiştir.

Öte yandan, yerli üretim dalının tüm faaliyetlerini kapsayan aktif büyüklüğü sermaye hasılatı, özkaynak karlılığı, özsermaye artışı gibi göstergelerinde görülen gerilemenin, firmanın çok geniş bir ürün yelpazesine sahip olması nedeniyle doğrudan söz konusu dampingli ithalat ile ilişkilendirilmesi doğru olmamakla birlikte, ilgili ürünün karlılığında görülen olumsuz gelişmenin de firma genelinde yaşanan gerilemede payı olduğu açıktır.

Ekonomik göstergelerinde yaşanan söz konusu olumsuz gelişmeler ışığında, yerli üretim dalının soruşturmaya konu ürün ile ilgili faaliyetlerinde ciddi sorunlar ile karşı karşıya olduğu anlaşılmaktadır.

DÖRDÜNCÜ KISIM

Dampingli İthalat ile Zarar Arasındaki Nedenselliğe İlişkin Belirlemeler

Dampingli ithalatın etkisi

Madde 20- Soruşturmaya konu her üç ülkeden yapılan toplam ithalatın miktar ve değer bazında arttığı ve Hindistan menşeli ithalatın dışındaki ithalatın birim fiyatlarındaki düşüş nedeniyle değer bazında yaşanan artışın miktar bazında yaşanan artışın gerisinde kaldığı görülmektedir.

1999-SD arasında, soruşturmaya konu olan ülkelerden Tayvan ve Tayland’dan yapılan ithalatın birim fiyatları 2000 yılındaki sapma dışında 1999 yılından itibaren düzenli olarak düşerken, ithalatın hacmi nisbi ve mutlak olarak artmıştır. SD’de Hindistan’dan yapılan ithalatın birim fiyatlarında 1999 yılına kıyasla bir miktar artış görülmekle beraber bu artışın dampingi ve yerli üreticinin fiyatları üzerinde Hindistan menşeli ithalat dolayısıyla ortaya çıkan fiyat kırılmasını ortadan kaldıracak düzeyde olmadığı gözlemlenmektedir. Bu ülkeden yapılan ithalatın hacmi 1999-SD arasında nisbi ve mutlak olarak artmıştır.

Diğer taraftan, SD’de soruşturmaya konu olan ülkeler menşeli dampingli ithalatların yerli üretim dalının fiyatlarını önemli ölçüde bastırdığı belirlenmiştir.

Yerli üretici ise, dampingli ithalatın mevcudiyeti sebebiyle fiyatlarını sınai ve ticari maliyetlerine paralel bir şekilde arttıramamış ancak buna rağmen pazar payı kaybına uğramıştır. Ayrıca, yerli üreticinin fiyatlarının maliyetlerdeki artışa rağmen sabit kalmış olması da yerli üreticinin fiyatlarını, dampingli ithalat sebebiyle, olması gereken şekilde artıramadığını da ortaya koymaktadır.

Bazı firmalar, SASA’nın bilinçli olarak ihracat pazarlarına yönelmeyi seçtiğini dolayısıyla iç pazardaki satışların bir kısmının buraya yönlendirildiğini ve ortaya çıkan pazar ve satış kaybının bu doğrultuda değerlendirilmesi gerektiğini öne sürmüştür. Yapılan incelemede, SASA’nın iç piyasa satışlarında dampingli ithalattan kaynaklanan haksız rekabet sonucunda oluşan pazar kaybını ihracata yönelerek dengelemeye çalıştığı tespit edilmiştir.

Bu tespitler ışığında, 1999-SD döneminde mutlak ve nispi olarak miktar ve değer bazında artış gösteren dampingli ithalat nedeniyle, yerli üretim dalının ekonomik göstergelerinde olumsuz gelişmeler olduğu görülmüştür. Dampingli ithalatın seyri ile yerli üretim dalında görülen olumsuz gelişmelerin eş zamanlı olarak ortaya çıkması sebebiyle, yerli üretim dalında görülen zararın dampingli ithalattan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.

Üçüncü ülkelerden ithalat

Madde 21- Üçüncü ülkelerden yapılan ithalatta, 1999-SD döneminde fiyatlar %7,2 oranında artmış, buna karşılık söz konusu ithalat miktar bazında yaklaşık %63,5 oranında azalmıştır. Bu çerçevede, anılan dönemde üçüncü ülkelerin ithalat içindeki payı %74,7’den %20,7’ye gerilemiştir. Üçüncü ülkeler menşeli ithalatta görülen bu değişim, dampingli ithalatın anılan ülkelerin piyasadaki payını da olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir.

Diğer unsurların etkisi

Madde 22- Yönetmelik’in 17 nci maddesi hükümleri uyarınca, soruşturma konusu ülkeler menşeli dampingli ithalattaki gelişim ile söz konusu ithalatın fiyatlarının yerli üretim dalı üzerindeki etkisinin yanı sıra yerli üretim dalında zarara yol açabilecek bilinen ve ilgili taraflarca dile getirilen diğer olası unsurlar da incelenmiştir.

a) Türkiye’de Yaşanan Ekonomik Krizlerin Piyasaya Etkisi

Bazı ilgili tarafların da iddia ettiği üzere, ülkemizde 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz tüketimi olumsuz etkilemiştir.

2001 yılında yaşanan ekonomik kriz ile pazarda bir önceki yıla göre %30’luk bir daralma gerçekleştiği, pazarın SD’de tekrar toparlanmaya başladığı ancak 1999 ve SD karşılaştırıldığında 1999 yılına göre pazarda hala %6,3 oranında bir küçülme olduğu saptanmıştır. Aynı dönemde (1999-SD) yerli üretim dalının satışlarındaki azalma %20,4 oranında gerçekleşirken, soruşturmaya tabi 3 ülkeden yapılan toplam ithalatın hacmi %311 oranında artış göstermiştir.

Sonuç olarak, 2001 yılında yaşanan söz konusu pazar daralmasından SASA’nın olumsuz yönde etkilendiği, yurt dışı satışlarındaki artışa rağmen toplam satış miktarının ve pazar payının 1999 yılına göre düşüş kaydettiği görülürken, soruşturmaya konu ülkelerin bireysel pazar payları ve satış miktarlarının aynı dönemde artış kaydettiği gözlemlenmektedir.

Dolayısıyla, yerli üretim dalının ekonomik göstergelerinde meydana gelen olumsuz gelişmelerin yalnızca yaşanan ekonomik krizlerden kaynaklandığı iddiasının geçerliliğinin olmadığı, aksine, yerli üretim dalının satışlarının, kriz nedeniyle yaşanan pazar daralmasının çok ötesinde azaldığı görülmektedir.

b) SASA ile ilgili hususlar

Kamu dinleme toplantısında ve soruşturmanın çeşitli aşamalarında diğer ilgili taraflarca yerli üreticinin yönetim ve satış politikası hakkında zararın kaynağı olarak iddia edilen hususlar yerli üretim dalı nezdinde yapılan yerinde doğrulama soruşturması sırasında incelenmiştir.

Söz konusu inceleme sonucunda adıgeçen kuruluşun;

1) polyester elyaf ithalatının kısıtlamaya tabi olmadığı ve uygulanan gümrük vergilerinin de bir çok ülke için %0, vergiye konu ülkeler için ise 2001 yılında %5,1 ve 2002 yılında %4,7 gibi düşük bir oranda olduğu nazara alındığında tekel konumunda bulunmadığı,

2) ithalatın serbest olduğu ve rekabetin yüksek olduğu bir ortamda satış fiyatının keyfi bir politika ile belirlenmesinin zaten mümkün olmadığı ve fiyatların dış fiyatlardan ve de özellikle dampingli fiyatlardan doğrudan etkilendiği, kuruluş içinde oluşturulmuş pazarlama gruplarının bu alanda faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlardan temin edilen verileri ve ithalatın gelişimini takip ederek yapmış oldukları araştırmaları dikkate aldığı,

3) ilgili üründe herhangi bir kalite probleminin bulunmadığı ve ithal malları tamamen ikame edebilecek ürünler ürettiği ve bu iddiasını Türkiye’deki yetkili kuruluş olan TÜBİTAK tarafından verilen bir raporla desteklediği,

4) iç piyasadaki polyester elyaf ihtiyacının tamamını karşılayabilecek kapasiteye sahip olduğu,

5) hammadde olarak kullandığı DMT’yi 1998 yılında tamamladığı tesislerinde bütünüyle kendisi ürettiğinden bu ürünü teminde navlun ve kur dalgalanmalarından kaynaklanan maliyeti artırıcı etkilerle karşılaşmadığı belirlenmiştir.

Yukarıda bahse konu hususların, dampingli ithalatın yerli üretim dalında zarara yol açtığı gerçeğini ortadan kaldırmadığı sonucuna varılmıştır.

BEŞİNCİ KISIM

Sonuç

Karar

Madde 23- Soruşturma sonucunda dampingin, yerli üretim dalında zararın ve her ikisi arasında illiyet bağının mevcut olduğu tespit edildiğinden, İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulu’nun kararı ve Bakan’ın onayı ile aşağıda tanımı, menşe ülkesi ve üreticileri belirtilen eşyanın Türkiye’ye ithalatında karşısında yer alan oranlarda dampinge karşı vergi yürürlüğe konulmuştur.

GTP Eşyanın Tanımı Menşe Ülke Üreticiler Dampinge Karşı Vergi(CIF %)
5503.20

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Poliesterlerden

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Hindistan

 

 
Futura Polyesters Ltd. 22,2
Reliance Industries Ltd. 16,5
Diğerleri 23,9
Tayvan

 

 

 

 
Chung Shing Textile Co.Ltd. 11,6
Far Eastern Textile Ltd. 7,1
Nan Ya Plastics Corporation 13,2
Shınkong Synthetıcs Fibers Corp. 6,4
Diğerleri 20,1
Tayland

 

 
Tuntex (Thailand) Public Co.Ltd. 15,8
Indo Poly (Thailand) Ltd. 22,0
Diğerleri 22,0

Geçici önlemlerin kesin olarak tahsili

Madde 24- Bu Tebliğ’in yürürlüğe girdiği tarihe kadar 2003/3 sayılı Tebliğ hükümlerine istinaden alınmış olan teminat şeklindeki geçici önlem kesin önleme dönüştürülmüş olup, kesinleşen dampinge karşı vergi Kanun’un 14 ve 15 inci maddeleri çerçevesinde tahsil edilir. Kesinleşen dampinge karşı verginin daha önce alınan geçici önlemden yüksek olduğu haller için fark tahsil edilmez, düşük olduğu haller için ise fark geri ödenir.

Daha düşük oranda vergi uygulama imkanının incelenmesi

Madde 25- Damping soruşturması sırasında, zararın önlenmesi için damping marjından daha düşük oranda bir kesin önlemin yeterli olup olmadığı incelenmiş, fiyat kırılması oranlarının da çok yüksek olduğu dikkate alındığında daha düşük oranda vergi uygulanmasına imkan bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Netice itibariyle, kesin önleminin her firma için hesaplanan damping marjı kadar olması uygun görülmüştür.

Ayrıca fiyat taahhüdünde bulunan firmaların talepleri değerlendirmeye alınmış ancak, fiyat taahhüdü teklifleri uygulanabilir bulunmadığından kabul edilmemiştir.

Uygulama

Madde 26- Gümrük idareleri, Karar maddesinde gümrük tarife istatistik pozisyon numarası, tanımı, menşe ülkesi ve üreticileri belirtilen eşyanın ithalatında, karşılarında gösterilen oranlarda dampinge karşı vergiyi tahsil ederler.

Yürürlük

Madde 27- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 28- Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakan yürütür.

Mevzuatlara Dönmek İçin Tıklayınız.

Resmi Gazete İçin Tıklayınız.

 

Uzmanlarımız Tarafından Hazırlanan Bu Çalışmalarda Verilen Bilgilerden Dolayı Şirketimizin Yasal Sorumluluğu Bulunmamaktadır. Belirli Bir Konuya İlişkin Olarak İlgili Danışmana Başvurulması Tavsiye Edilmektedir.

Scroll to Top