Search
Close this search box.

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ 2018/13

Kaydet
Lütfen kayıt yapmak için giriş yapınız. Kapat

20.04.2018 Tarihli 30397 Sayılı Resmi Gazete

TEBLİĞ

Ekonomi Bakanlığından:

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (No: 2018/13)

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 12/5/2017 tarihli ve 30064 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2017/14) ile Kore Cumhuriyeti ve Endonezya Cumhuriyeti menşeli 5503.20.00.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyonu altında kayıtlı “poliesterlerden sentetik devamsız lifler (poliester elyaf)” ürününe yönelik başlatılan ve T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen nihai gözden geçirme soruşturmasının tamamlanması neticesinde alınan kararın yürürlüğe konulmasıdır.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 14/6/1989 tarihli ve 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun, 20/10/1999 tarihli ve 99/13482 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğe dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Endonezya: Endonezya Cumhuriyeti’ni,

b) GTİP: Gümrük tarife istatistik pozisyonunu,

c) Güney Kore:Kore Cumhuriyeti’ni,

ç) Kurul: İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulu’nu,

d) TGTC: İstatistik Pozisyonlarına Bölünmüş Türk Gümrük Tarife Cetveli’ni,

ifade eder.

Karar

MADDE 4 – (1) Yürütülen soruşturma sonucunda, mevcut önlemin yürürlükten kalkması durumunda dampingin ve zararın devam etmesinin veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğu saptanmıştır. Soruşturma kapsamındaki bilgi, bulgu ve tespitleri içeren “Bilgilendirme Raporu” Ek’de yer almaktadır.

(2) Bu çerçevede, soruşturma neticesinde ulaşılan tespitleri değerlendiren Kurulun kararı ve Ekonomi Bakanının onayı ile 16/5/2012 tarihli ve 28294 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2012/11) kapsamında uygulanmakta olan dampinge karşı önlemin mevcut haliyle uygulanmaya devam edilmesine karar verilmiştir.

GTİP Madde Menşe Ülke Firma Unvanı Dampinge Karşı Önlem (CIF %)
5503.20.00.00.00 Poliesterlerden Güney Kore Tüm firmalar 6,20%
Endonezya P.T . Indorama Synthetics Tbk 6,20%
Diğerleri 12%

Uygulama

MADDE 5 – (1) Gümrük idareleri, 4 üncü maddede GTİP, eşya tanımı ve menşe ülkesi belirtilen eşyanın, diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, serbest dolaşıma giriş rejimi kapsamındaki ithalatında karşısında gösterilen oranlarda dampinge karşı kesin önlemi tahsil ederler.

(2) Bilgilendirme raporunda soruşturma konusu ürün ve benzer ürün ile ilgili açıklamalar genel içerikli olup uygulamaya esas olan yürürlükteki TGTC’de yer alan GTİP ve 4 üncü maddede yer alan tablodaki eşya tanımıdır.

(3) Önleme tabi ürünün yürürlükteki TGTC’de yer alan tarife pozisyonunda yapılacak değişiklikler bu Tebliğ hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.

Yürürlük

MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 7 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Ekonomi Bakanı yürütür.

EK

BİLGİLENDİRME RAPORU

1. SORUŞTURMAYA İLİŞKİN GENEL BİLGİ VE İŞLEMLER

1.1 Mevcut Önlem ve Soruşturma

(1) 13/3/2000 tarihli ve 23992 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2000/2) ile tamamlanan soruşturma (esas soruşturma) sonucunda Kore Cumhuriyeti (Güney Kore) ve Endonezya Cumhuriyeti (Endonezya) menşeli poliesterlerden sentetik devamsız lif (poliester elyaf) ithalatında CIF bedelinin %6,2’si ile %37,4’ü arasında dampinge karşı önlem yürürlüğe girmiştir.

(2) 10/3/2005 tarihli ve 25751 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2005/8) ile başlatılan nihai gözden geçirme soruşturması (NGGS), 8/9/2006 tarihli ve 26283 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No:2006/26) ile sonuçlandırılarak dampinge karşı önlem oranları CIF bedelinin %6,2’si ve %12’si arasında olmak üzere yeniden belirlenmiştir.

(3) 28/7/2011 tarihli ve 28008 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2011/15) ile başlatılan NGGS, 16/5/2012 tarihli ve 28294 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2012/11) ile sonuçlandırılarak önlemin aynen devamına karar verilmiştir.

(4) İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin (Yönetmelik) 35’inci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce 14/7/2016 tarihli ve 29770 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2016/32) vasıtasıyla mevcut önlemin yürürlükten kalkacağı ve ilgili ürünün yerli üreticilerinin mevzuatta öngörülen sürelerde yeterli delillerle desteklenmiş bir başvuru ile nihai gözden geçirme soruşturması (NGGS) açılması talebinde bulunabilecekleri duyurulmuştur.

(5) Bahse konu önlemin yürürlükten kalkması halinde önleme konu Güney Kore ve Endonezya menşeli üründe dampingin ve zararın devam edebileceği veya yeniden meydana gelebileceği iddiasıyla Sasa Polyester Sanayi A.Ş. (Sasa) tarafından gerçekleştirilen ve Ertona Tekstil Plastik Geri Dönüşüm San. ve Tic. A.Ş., Yılmaz Ambalaj Atıkları Geri Dönüşüm San. ve Tic. Ltd.Şti., Koza Polyester San ve Tic. A.Ş. ve Gama Recycle Elyaf ve İplik Sanayi A.Ş. tarafından desteklenen başvuru üzerine, 12/5/2017 tarihli ve 30064 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2017/14) ile başlatılan NGGS, T.C. Ekonomi Bakanlığı (Bakanlık) İthalat Genel Müdürlüğü (Genel Müdürlük) tarafından yürütülerek tamamlanmıştır.

1.2 Yerli Üretim Dalının Temsil Niteliği

(1) Yönetmeliğin 18 ve 20 nci maddesi çerçevesinde yapılan değerlendirmede yerli üretim dalını temsil niteliğini haiz olduğu anlaşılan Sasa firması nihai bildirimin ilgili bölümlerinde yerli üretim dalı olarak anılacaktır.

(2) Bu çerçevede nihai bildirim sonrasında taraflardan gelen görüşlerde, sektörde yaşanan kapasite artışları nedeniyle Sasa firmasının yerli üretim dalını temsil etme niteliğinin değiştiği ve ekonomik göstergelerin değerlendirilmesinde diğer firmaların da dahil edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Bakanlığımız tarafından yapılan değerlendirmede, Sasa’nın zarar inceleme dönemi boyunca yerli üretim dalını temsil niteliğini haiz olduğu görülmüştür.

1.3 Gözden Geçirme Dönemi

(1) Önlemin yürürlükten kalkması durumunda, dampingin ve zararın devamı veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olup olmadığının tespiti için 01/01/2014-31/12/2016 arasındaki dönem gözden geçirme dönemi olarak alınmıştır.

1.4 İlgili Tarafların Bilgilendirilmesi ve Toplanan Bilgilerin Değerlendirilmesi

(1) Soruşturma açılmasını müteakip, soruşturma konusu ürünün Bakanlık tarafından bilinen Güney Kore ve Endonezya’da mukim üreticilerine/ihracatçılarına, Türkiye’de yerleşik ithalatçılarına ve ayrıca soruşturmaya konu ülkede yerleşik diğer üreticilere/ihracatçılara iletilebilmesini teminen anılan ülkelerin Ankara’daki Büyükelçiliklerine soruşturmanın açılışına ilişkin bildirimde bulunulmuştur.

(2) Bildirimde, soruşturma açılış Tebliğine, başvurunun gizli olmayan özetine ve soru formlarına nereden erişileceği hususunda bilgi verilmiştir.

(3) Taraflara soru formunu yanıtlamaları için posta süresi dâhil 37 gün süre tanınmıştır. Ayrıca ilgili tarafların süre uzatımı yönündeki makul talepleri karşılanmıştır.

(4) Yerli üretim dalı, soruşturma süresi boyunca Bakanlık ile işbirliği içinde olmuş ve gerektiğinde talep edilen ilave bilgileri temin etmiştir.

(5) Soruşturma döneminde ithalat gerçekleştirdiği tespit edilen ithalatçı firmalardan kendilerine soru formu gönderilmiş olanların 19’undan soru formuna yanıt alınmıştır.

(6) Kendilerine soru formu gönderilmiş üretici/ihracatçı firmalardan Huvis Corporation, PT Indo-Rama Syn. Tbk. ve Toray Chemical Korea Inc. ve tacir firmalardan ise Advansa Marketing GMBH tarafından soru formuna yanıt verilmiştir.

(7) Soruşturma sonucunda alınacak karara esas teşkil edecek nitelikteki bilgi ve bulguları içeren “Nihai Bildirim Raporu” ilgili tarafların bilgisine sunulmuştur. Nihai Bildirim Raporu’na ilişkin olarak ilgili tarafların görüşleri alınmıştır.

(8) Soruşturma sırasında ilgili taraflardan gelen dinleme toplantısı talepleri karşılanmıştır. Bu çerçevede, üretici/ihracatçı ve ithalatçı firmalar ile diğer ilgili tarafların katılımıyla 13/3/2018 tarihinde bir kamu dinleme toplantısı düzenlenmiştir. Bu şekilde, tüm ilgili taraflara soruşturma ile ilgili konularda görüş ve iddialarını sözlü olarak da sunma fırsatı tanınmıştır.

(9) Tarafların soruşturma boyunca ortaya koyduğu tüm bilgi, belge ve görüşler incelenmiş, mezkûr görüşlerden mevzuat kapsamında değerlendirilebilecek olanlarına bu raporun ilgili bölümlerinde değinilmiştir.

1.5 Yerinde Doğrulama Soruşturması

(1) Yönetmeliğin 21 inci maddesi çerçevesinde yerli üretim dalı nezdinde yerinde doğrulama soruşturması yapılmamıştır.

2. SORUŞTURMA KONUSU ÜRÜN VE BENZER ÜRÜN

(1) Soruşturma konusu ürün; 5503.20.00.00.00 Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP) altında sınıflandırılan “poliesterlerden sentetik devamsız lifler (poliester elyaf)” dir.

(2) Poliester elyaf, çekim ve ısıl sabitleme işlemlerinden geçmiş poliester fılamentlerden ya da devamlı lifler demetinden elde edilmekte olup kullanım yeri ve amacına göre alıcı tarafından talep edilen boyda kesilmektedir. Ürün teknik tekstilde (nonwoven), karışımlı iplik üretiminde, ayrıca yatak ve yorgan gibi çeşitli ev tekstili ürünlerinde dolgu malzemesi olarak kullanılmaktadır.

(3) Ürünün üretim sürecine bakıldığında, Dimetil Tereftalat (DMT) veya Terephthalic Acid (PTA) ile Monoetilen Glikol (MEG) ana hammaddelerinin kimyasal birleşimi ile ester değişim ve polimerizasyon safhalarından sonra filament haline getirilmektedir. Daha sonra bu fılament demetlerinin birleştirme, çekme, kıvırcık verme ve finiş (yağ) verme işlemlerinden sonra elde edilen ürünün istenilen boylarda kesilerek balyalanması ile sevk için hazır hale getirilmektedir.

(4) Yerli üretim dalı tarafından üretilen poliester elyaf ile soruşturma konusu ülkeler menşeli poliester elyafın benzer ürün olduğu tespiti mevcut önleme esas soruşturmada yapılmıştır. Yapılan incelemeler neticesinde fiziksel özellikler, ürün çeşitliliği, kullanım alanları, tüketici algılaması ve dağıtım kanalları bakımından yerli üretici tarafından üretilen ürün ile soruşturmaya konu ülke menşeli ürün arasında “‘benzer ürün” tanımı açısından ayrım yaratan herhangi bir farklılığın ortaya çıktığına ilişkin yeni bir bilgiye ulaşılmamıştır. Bu itibarla, 2000/2, 2006/26 ve 2012/11 sayılı Tebliğlerde soruşturma konusu ürün ve benzer ürüne yönelik tespitleri değiştirecek herhangi bir bilgi mevcut olmadığından anılan belirlemeler geçerliliğini sürdürmektedir.

(5) Bazı ithalatçılar tarafından soruşturma konusu ürün tiplerinden olan low melt elyaf ürününün yerli üretim dalı tarafından üretilmediği iddia edilmiştir. Mevzuat çerçevesinde yerli üretim dalı tarafından ürünün tüm tiplerini üretmek gibi bir zorunluluk bulunmamakla birlikte yerli üretim dalı tarafından yapılan açıklamada, firmanın üretilemediği iddia edilen low melt ürünlere ait polimeri yıllardır üretmekte ve satmakta olduğu, müşteri talebi ile bu polimerden monokomponent low melt üretimi yapılabildiği ve farklı tipte low melt polimerler ve elyaflar üretebildiği bilgisi verilmiştir. Diğer taraftan, bikomponent low melt poliester elyaf üretimi için de yatırım projesi hazırlandığı ve yakın zamanda bu projenin hayata geçirileceği belirtilmiştir.

3. DAMPİNGİN DEVAMI VEYA YENİDEN MEYDANA GELMESİ İHTİMALİ

3.1 Genel Açıklamalar

(1) Yönetmeliğin 35 inci maddesi çerçevesinde önlemin yürürlükten kalkması halinde dampingin devam etmesinin veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olup olmadığı incelenmiştir.

(2) Soruşturma sırasında yeni bir damping marjı hesaplanmamış, esas soruşturmada hesaplanmış olan damping marjı gösterge olarak dikkate alınmıştır.

3.2 Esas Soruşturmada Tespit Edilen Damping Marjları

(1) Esas soruşturmada tespit edilen damping marjları, önlemin uygulanmadığı ortamda ihracatçı firmaların davranışlarını ve yapabilmeleri muhtemel olan dampingi göstermesi açısından önem taşımaktadır.

(2) Buna göre, esas soruşturma sırasında Güney Kore’de yerleşik üretici-ihracatçı firmalar Saehan Industries Inc. için %11,9, Sk Chemicals Co. Ltd. için %11,9 ve diğer firmalar için %24,6 oranında; Endonezya’da yerleşik üretici-ihracatçı firmalardan Pt Indorama Synthetics Tbk. için %6,2, Pt Polysindo Eka Perkasa için %29,5 ve diğer firmalar için %37,4 oranında damping marjı hesap edilmiştir.

(3) Bu çerçevede nihai bildirim sonrasında taraflardan gelen görüşlerde, esas soruşturmada tespit edilen damping maçlarının esas soruşturma üzerinden zaman geçmiş olması nedeniyle bu soruşturma için gösterge olamayacağı ve yeniden damping marjı hesaplanması gerektiği ifade edilmiştir. Yönetmeliğin 40 ve 41 inci maddeleri çerçevesinde yürütülen NGGS kapsamında damping marjı hesaplama zorunluluğu bulunmamaktadır.

3.3 Diğer Ülkeler Tarafından Uygulanmakta Olan Damping Önlemleri

(1) Soruşturma konusu ülkelere diğer ülkeler tarafından uygulanan damping önlemleri yada damping soruşturmaları ihracatçı firmaların davranışlarını ve yapılabilmesi muhtemel olan dampingi göstermesi açısından önem taşımaktadır.

(2) Bu çerçvede, ABD tarafından 25/5/2000 tarihinden beri Güney Kore menşeli polyester elyaf ithalatına karşı damping önlemi uygulanmakta olup ince denyeli polyester elyaf ve low melt polyester elyaf tiplerinin ithalatında ise halihazırda damping soruşturması yürütülmektedir.

4. ZARARIN DEVAMI VEYA YENİDEN MEYDANA GELMESİ İHTİMALİ

4.1 Genel Açıklamalar

(1) Yönetmeliğin 35 inci maddesi çerçevesinde, gözden geçirme döneminde yerli üretim dalındaki zarar durumu ve önlemlerin yürürlükten kalkması halinde zarara etki edebilecek muhtemel gelişmeler incelenmiştir. Bu çerçevede, ithalatın miktarı ve gelişimi, ithalat fiyatlarının gelişimi, fiyat kırılması ve baskısı ile yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri 4 üncü maddede belirtilen gözden geçirme dönemi için incelenmiştir.

(2) Soruşturma konusu ürünün genel ithalatı ve soruşturmaya konu ülkeden yapılan ithalatın incelemesinde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri kullanılmıştır.

4.2 Ürünün Genel İthalatının Gelişimi ve Fiyatları

(1) TÜİK’den alınan veriler çerçevesinde, soruşturma konusu ürünün genel ve başvuru konusu ülkelerden ithalatı incelenmiştir.

(2) Önleme konu ürüne ilişkin genel ithalat istatistiklerine bakıldığında, ürünün 2014 yılında 154 bin ton olan ithalat miktarının, 2015 yılında 164 bin tona yükseldiği ve 2016 yılında ise 152 bin ton seviyesine gerilediği görülmektedir. Önleme konu ürün ithalatı değer olarak incelendiğinde ise 2014 yılında 240 milyon ABD Doları, 2015 yılında 201 milyon ABD Doları seviyelerinde gerçekleşen ithalatın 2016 yılında ise 170 milyon ABD Dolarına gerilediği tespit edilmiştir.

(3) Yukarıdaki veriler çerçevesinde ürün ithalatının ortalama birim fiyatları hesaplanmıştır. Buna göre ithalatın ortalama birim fiyatları incelenen yıllar itibariyle düşüş trendi göstermiş ve sırasıyla 1.555 ABD Dolar/Ton, 1.223 ABD Dolar/Ton ve 1.116 ABD Dolar/Ton olarak gerçekleşmiştir.

4.3 Soruşturma Konusu Ülkelerden Ürünün İthalatının Gelişimi ve Fiyatları

(1) Önleme konu ürünün Güney Kore’den yapılan ithalatı 2014-2016 yıllarında artış göstermiş ve sırasıyla 7.018 ton, 9.585 ton ve 10.552 ton olarak gerçekleşmiştir. İthal birim fiyatları düşüş göstermesine rağmen miktar bazında artış olması sebebiyle değer bazında ithalat da artış göstermiş ve yıllar itibariyle 13,1 milyon ABD Doları, 14 milyon ABD Doları ve 12,8 milyon ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Güney Kore menşeli ürün ithalatının toplam ithalat içindeki payı incelendiğinde ise 2014 yılında % 4,5 olan payın 2016 yılında %7 seviyesine yükseldiği görülmektedir.

(2) Güney Kore menşeli ithalatın birim fiyatlarına bakıldığında ise genel ithalat birim fiyatlarında yaşanan gerilemeye benzer bir eğilimin olduğu görülmektedir. 1.869 ABD Dolar/Ton olarak gerçekleşen 2014 yılı birim fiyatı, %35 düşüş göstererek 2016 yılında 1.216 ABD Dolar/Ton seviyesinde gerçekleşmiştir.

(3) Endonezya’dan yapılan ithalat ise 2014-2016 yıllan arasında sırasıyla 4.135 ton, 568 ton ve 37 ton olarak gerçekleşmiştir. Diğer taraftan ithalat değerleri ise 2014 yılında 5,3 milyon ABD Doları, 2015 yılında 727 bin ABD Doları ve 2016 yılında ise 99 bin ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Endonezya menşeli ürün ithalatının toplam ithalat içindeki payı incelendiğinde ise 2014 yılında %2,7 olan payın 2016 yılında %0,02 seviyesine gerilediği görülmektedir.

(4) Endonezya menşeli ithalatın birim fiyatları ise genel ithalat birim fiyatlarının aksine artış göstermiştir. Söz konusu ithal birim fiyatları 2014 yılında 1.286 ABD Dolar/Ton, 2015 yılında 1.280 ABD Dolar/Ton ve 2016 yılında ise 2.665 ABD Dolar/Ton seviyesinde gerçekleşmiştir.

4.4 Diğer Ülkelerden Ürünün İthalatının Gelişimi ve Fiyatları

(1) Önleme konu ürüne ilişkin diğer ülkelerden gerçekleşen ithalat istatistiklerine bakıldığında, ürünün 2014 yılında 143 bin ton olan ithalatının, 2015 yılında 154 bin tona yükseldiği ve 2016 yılında ise 142 bin ton seviyesine gerilediği görülmektedir. Önleme konu ürün ithalatı değer olarak incelendiğinde ise 2014 yılında 222 milyon ABD Doları, 2015 yılında 186 milyon ABD Doları seviyelerinde gerçekleşen ithalatın 2016 yılında ise 157 milyon ABD Dolarına gerilediği tespit edilmiştir.

(2) Yukarıdaki veriler çerçevesinde ürün ithalatının ortalama birim fiyatları hesaplanmıştır. Buna göre ithalatın ortalama birim fiyatları incelenen yıllar itibariyle düşüş trendi göstermiş ve sırasıyla 1.547 ABD Dolar/Ton, 1.208 ABD Dolar/Ton ve 1.108 ABD Dolar/Ton olarak gerçekleşmiştir.

(3) Bu çerçevede nihai bildirim sonrasında taraflardan gelen görüşlerde, önlem konusu ülkeler haricinde yer alan ülkelerden ithalat artışının olduğu vurgulanarak yerli üretim dalı tarafından iddia edilen zararın bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Halihazırda Güney Kore ve Endonezya ile birlikte Çin, Hindistan, Tayvan ve Tayland menşeli poliester elyaf ithalatında dampinge karşı önlem uygulanmaktadır. Bu durumda önleme tabi olmayan ülkelerden ithalat artışı yaşanması beklenen bir durumdur.

4.5 Yurtiçi Tüketim ve Pazar Payı

(1) Soruşturma konusu ithalatın nispi olarak değişimini görebilmek için, söz konusu ithalatın toplam Türkiye benzer mal tüketimi içindeki payı incelenmiştir. Bu bağlamda, tespit edilen tüm yerli üreticilerden temin edilen yurt içi satış miktarları ile genel ithalat miktarları ton bazında toplanarak ilgili yılda benzer mala ilişkin Türkiye toplam tüketim rakamı elde edilmiştir. Veriler eğilimin sağlıklı şekilde görülmesi için 2014 yılı 100 olacak şekilde endekslenmiştir.

(2) Bu veriler çerçevesinde, Türkiye benzer mal tüketimi endeks değeri 2014 yılı için 100 olarak alındığında 2015 yılında 116’ya, 2016 yılında ise 126’e yükselmiştir.

(3) Yerli üretim dalının pazar payı 2014 yılında 100 iken, 2015 yılında 77’ye gerilemiş 2016 yılında ise 101 seviyesinde gerçekleşmiştir.

(4) Güney Kore’nin Türkiye benzer mal tüketimi içindeki pazar payı 2014-2016 yıllarında artış göstermiş olup sırasıyla 100, 118 ve 120 olarak gerçekleşmiştir.

(5) Endonezya’nın Türkiye benzer mal tüketimi içindeki pazar payı ise 2014-2016 yıllarında azalış göstererek sırasıyla 100, 12 ve 1 olarak gerçekleşmiştir.

(6) Diğer ülkelerden gerçekleştirilen ithalatın Türkiye benzer mal tüketimi içindeki pazar payı ise 2013-2015 döneminde sırasıyla 100, 93 ve 79 olarak gerçekleşmiştir.

(7) Diğer yerli üreticilerin Pazar payları 2014 yılında 100 iken 2015 yılında 120 ve 2016 yılında 154 seviyesinde gerçekleşmiştir.

4.6 Fiyat Kırılması ve Baskısı

(1) Fiyat kırılması ve baskısı hesabında TÜİK verileri temel alınmıştır. Fiyat kırılması, dampingli ithal ürünün Türkiye pazarına giriş fiyatlarının yerli üretim dalının fiyatlarının ne kadar altında kaldığını gösterir. Fiyat kırılması hesabında, önlem konusu ülkelerden Güney Kore’den gerçekleştirilen ithalatın CIF bedeline ülkemiz ile Güney Kore arasında ihdas edilmiş serbest ticaret anlaşmasından kaynaklı % 1,3- %2,6 arasında yıl bazında değişen oranda gümrük vergisi ile % 5 oranında gümrükleme masrafı ve Endonezya’dan gerçekleştirilen ithalatın CIF bedeline % 4 oranında gümrük vergisi ile %5 oranında gümrükleme masrafı eklenerek inceleme konusu ürünün Türkiye piyasasına giriş fiyatı bulunmuştur. Bu şekilde elde edilen fiyat, yerli üretim dalının ağırlıklı ortalama yurtiçi satış fiyatı ile mukayese edilerek soruşturma konusu ülkenin ihraç fiyatının yerli üretim dalının ağırlıklı ortalama iç piyasa satış fiyatını hangi oranda kırdığı tespit edilmiştir.

(2) Fiyat baskısı ise, dampingli ithalat fiyatlarının Türkiye piyasasında yerli üretim dalının olması gereken satış fiyatının yüzde olarak ne kadar altında kaldığını göstermektedir. Fiyat baskısı hesabında, önlem konusu ülkelerden inceleme konusu ürünün Türkiye piyasasına giriş fiyatı yukarıda açıklanan şekilde bulunmuştur. Elde edilen fiyat, yerli üretim dalının ticari maliyetine makul kar eklenerek hesaplanan satış fiyatı ile mukayese edilerek önlem konusu ülkenin ihraç fiyatının yerli üretim dalının ortalama iç piyasa satış fiyatlarını hangi oranda baskıladığı tespit edilmiştir.

(3) Güney Kore menşeli inceleme konusu ürün ithalatının Türkiye piyasasına giriş fiyatlarının yerli üretim dalının iç piyasa satış fiyatlarını kırmadığı ve baskı altında tutmadığı tespit edilmiştir.

(4) Endonezya menşeli inceleme konusu ürün ithalatının Türkiye piyasasına giriş fiyatlarının, yerli üretim dalının iç piyasa satış fiyatlarını 2014 yılında % 3X oranında, 2015 yılında %X kırdığı fakat 2016 yılında kırmadığı görülmektedir. Diğer taraftan, 2014 yılında %1X oranında yerli üretim dalı fiyatlarını baskı altına aldığı görülmekle birlikte 2015 ve 2016 yıllarında baskı oluşturmadığı görülmektedir.

(5) Bu çerçevede nihai bildirim sonrasında taraflardan gelen görüşlerde fiyat kırılması ve baskısının olmadığı ve önlem konusu ülkelerden yapılan ithalatın birim fiyatlarının diğer ülke birim fiyatlarından yüksek olduğu ve zarara neden olmadığı ifade edilmiştir. Yapılan değerlendirmede, önlemin varlığında fiyat kırılmasının ve baskısının olmamasının nedeni olarak; önlemin etkinliği sonrası önlem konusu ülkelerden ithalatın kompozisyonun değişmiş olabileceği, Endonezya’dan ithalatın 2015-2016 yıllarında çok düşük seviyelerde oluşu ve fiyatın gösterge olmaktan uzak olması, TL cinsinden yurtiçi fiyatlarının artmamış olmasına rağmen 2015 ve 2016 yıllarında döviz kurunda gerçekleşen artıştan dolayı TL cinsi satış fiyatlarının ABD Doları karşılığının düşüş göstermesinin etkili olduğu düşünülmekte olup önlemin kalkması durumunda zararın devamına ya da yeniden meydana gelmesinin mümkün olduğu değerlendirilmektedir.

4.7 Yerli Üretim Dalının Ekonomik Göstergeleri

(1) Yerli üretim dalının ekonomik göstergeleri başvuru sahibi Sasa’nın 2014-2016 dönemine ilişkin verilerinin esas alınması suretiyle incelenmiştir. Diğer taraftan, eğilimin sağlıklı bir şekilde incelenmesi amacıyla Türk Lirası bazındaki veriler için on iki aylık ortalama Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) kullanılarak enflasyondan arındırılmış reel değerler kullanılmış ve 2014 yılı verileri 100 birim olacak şekilde endekslenmiştir.

a) Üretim, Kapasite ve Kapasite Kullanım Oranı (KKO)

(1) Yerli üretim dalının şikayet konusu ürün için 2014 yılında 100 olan üretim miktar endeksi, 2015 yılında 93’e gerilemiş olup bahse konu endeks 2016 yılında 102’ye yükselmiştir. Aynı dönemde yerli üretim dalının kurulu kapasitesi kullanım oranı endeksi sırasıyla 100, 93 ve 87 olarak gerçekleşmiştir.

b) Yurtiçi Satışlar

(1) Yerli üretim dalının şikayet konusu ürün için 2014 yılında 100 olarak kabul edilen yurtiçi satış miktarı endeksi 2015 yılında 89’a düşmüş ve 2016 yılında ise 126 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde yurtiçi satış hasılası endeksi ise sırasıyla 100, 80 ve 108 olarak gerçekleşmiştir.

c) Yurtiçi Fiyatlar

(1) Yerli üretim dalının şikayet konusu ürün için ağırlıklı ortalama yurtiçi satış fiyatı 2014 yılında 100, 2015 yılında 99 ve 2016 yılında ise 94 olarak gerçekleşmiştir.

ç) İhracat

(1) Yerli üretim dalının ihracat miktar endeksi 2014 yılında 100, 2015 yılında 127 olarak gerçekleşmiş ve 2016 yılında ise 14’e gerilemiştir.

d) Pazar Payı

(1) Yerli üretim dalının pazar payı endeksi 2014 yılında 100 iken 2015 yılında 77’ye gerilemiş ve 2016 yılında ise 101 olarak gerçekleşmiştir.

e) Maliyetler

(1) Yerli üretim dalının söz konusu ürün için 2014 yılında reel olarak 100 kabul edilen birim ticari maliyeti 2015 yılında 91’e ve 2016 yılında ise 85’e gerilemiştir.

f) Karlılık

(1) Yerli üretim dalının satış birim fiyatlarının ticari maliyetlerine oranla daha az düşüş göstermesi nedeniyle yurtiçi satışlardan elde ettiği birim kar 2014 yılında 100 olarak kabul edildiğinde, 2015 yılında 74’e gerilemiş ve 2016 yılında ise 91 olarak gerçekleşmiştir. Yurtdışı satışların birim karlılıklarına bakıldığında ise incelenen yıllar itibariyle 100, 53 ve 74 olarak gerçekleşmiştir.

g) Stoklar

(1) Yerli üretim dalının 2014 yılında 100 olan dönem sonu stok miktar endeksi 2015 yılında ise 57’ye, 2016 yılında ise 36’ya gerilemiştir.

ğ) İstihdam

(1) Yerli üretim dalının 2014 yılında 100 olarak kabul edilen poliester elyaf üretiminde çalışan doğrudan işçi sayısı endeksi 2015 yılında 92’ye gerilemiş ve 2016 yılında ise 103 seviyesine yükselmiştir.

h) Ücretler

(1) Yerli üretim dalında çalışan işçilerin aylık ücretleri endeksi 2014 yılında 100 olarak kabul edildiğinde, 2015 yılında 110’a ve 2016 yılında ise 116’ya yükselmiştir.

ı) Verimlilik

(1) Üretimde çalışan işçi başına üretim miktarını gösteren verimlilik endeksi 2014 yılında 100 iken 2015 yılında 101, 2016 yılında ise 99 olarak gerçekleşmiştir.

i) Nakit Akışı

(1) Yerli üretim dalının poliester elyaf üretim ve satışı ile sağladığı reel nakit akışı endeksi (Kar+Amortisman) 2014 yılında 100 iken 2015 ve 2016 yıllarında ise sırasıyla 69 ve 101 olarak gerçekleşmiştir.

j) Büyüme

(1) Yerli üretim dalının bütün faaliyetlerini kapsayan aktif büyüklüğü 2014 yılında 100 iken 2015 yılında 101’e, 2016 yılında ise 141’e yükselmiştir.

k) Sermaye Artışı

(1) Yerli üretim dalının 2014 yılında 100 olarak kabul edilen öz sermayesi 2015 yılında 95’e gerilemiş, 2016 yılında ise 155’e yükselmiştir.

l) Yatırımlar

(1) Yerli üretim dalının bütün faaliyetlerine ilişkin yenileme yatırımları 2014 yılında 100 iken 2015 yılında 64’e ve 2016 yılında 80’e inmiştir. Kapasite artışı için yapılan tevsi yatırımlar endeksi ise 2015 yılında 100 iken 2016 yılında ise 2.690 olarak gerçekleşmiştir.

m) Yatırımların Geri Dönüş Oranı

(1) Yerli üretim dalının söz konusu üründe yatırım hasılatı (Kar/Aktifler) oranı 2014 yılında 100 iken 2015 yılında 85’e gerilemiş, 2016 yılında ise 98 seviyesinde gerçekleşmiştir.

4.8 Yerli Üretim Dalının Ekonomik Göstergelerin Değerlendirilmesi

(1) Yukarıdaki veriler ışığında, yerli üretim dalının üretim değerinde, yurtiçi satış birim fiyatlarında, ihracat miktarında, yurtiçi satış ve toplam satış karlılığında, kapasite kullanım oranında ve üretim verimliliğinde düşüşler olduğu tespit edilmiştir.

(2) Diğer taraftan, dampinge karşı önlemin varlığında yerli üretim dalının yurtiçi satış miktarında iyileşme olduğu görülmektedir. Yurtiçi satışlarda meydana gelen artışın üretime yansımadığı, bunun nedeninin yerli üretim dalının pazar payını koruma hedefi ve yurtdışı satışlarda yaşanan azalışı karlılıktan feragat etmek pahasına kompanse etme çabasında olduğu değerlendirilmektedir.

(3) Bu kapsamda, nihai bildirim sonrasında taraflardan gelen görüşlerde yerli üretim dalının muhtelif ekonomik göstergelerinin olumlu seyrettiği dolayısıyla önlemin devamı için herhangi bir gerekçe bulunmadığı ifade edilmiştir. Yönetmelik’in 17 nci maddesi “Dampingli veya sübvansiyonlu ithalatın üretim dalı üzerindeki etkisinin incelenmesi; satışlar, kârlar, üretim, piyasa payı, verimlilik, yatırım hasılatı ve kapasite kullanımındaki fiili ve potansiyel azalma; yurt içi fiyatları etkileyen unsurlar; damping marjının büyüklüğü; nakit akışı, stoklar, istihdam, ücretler, büyüme, sermaye veya yatırımları artırma yeteneği üzerindeki fiili veya potansiyel olumsuz etkiler dahil olmak üzere, üretim dalının durumu ile ilgili tüm etkenleri ve göstergeleri kapsar. Bu liste sınırlayıcı değildir ve bu etkenlerin biri veya birkaçı mutlaka belirleyici bir yargıya temel teşkil etmeyebilir.” hükmünü haizdir. Bu çerçevede, yerli üretim dalının ekonomik göstergelerinin tamamı bir arada değerlendirilmiş olup mevcut önlemin etkisiyle yerli üretim dalının yukarıda belirlenen bazı ekonomik göstergelerinin olumlu seyrettiği fakat önlemin yürürlükten kalkması durumunda özellikle karlılık ve karlılığa bağlı olan diğer göstergelerdeki fınansal kırılganlığın kolaylıkla olumsuza dönebileceği değerlendirilmektedir.

5. DAMPİNGİN VE ZARARIN DEVAMI VEYA YENİDEN MEYDANA GELMESİ İHTİMALİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

5.1 Genel Açıklamalar

(1) Yönetmeliğin 35 inci maddesi hükümleri gereğince, önlemlerin yürürlükten kalkması halinde dampingin ve zararın devam etmesinin veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olup olmadığı değerlendirilmiştir. Bu çerçevede, önleme tabi ülkedeki kapasite ve ihracat potansiyeli ve talebi etkileyen unsurlar incelenmiştir.

5.2 Soruşturma Konusu Ülkedeki Yerleşik Kapasite ve İhracat Potansiyeli

(1) Dünyada iklim değişiklikleri, ekilebilir alanların azalması pamuk fiyatlarını arttıracağından, poliestere olan talebin artacağı öngörülmektedir. Pamuk arzındaki azalışın, önümüzdeki yıllarda dünyada poliester elyafa olan talebi arttırmasına neden olacağı düşünülmektedir. 90’lı yıllarda 10 milyon ton civarında olan dünya poliester elyaf üretimi artarak 2016 yılında 50 milyon tona ulaşmıştır. Önlem konusu ülkeler ise dünya poliester elyaf üreten ve ihraç eden ülkeler arasında ön sıralarda yer almaktadırlar.

(2) Bu çerçevede, önlem konusu ülkelerin üretim miktarları IHS Chemical raporlarından, ihracat kabiliyetleri ise Uluslararası Ticaret Merkezi (International Trade Çenter) verileri kapsamında incelenmiştir.

(3) Güney Kore’nin 2016 yılı üretim rakamı 714 bin ton seviyesinde gerçekleşmiştir. Gerçekleştirdiği ihracata bakıldığında ise, üretiminin önemli bir kısmını ihraç ettiği görülmekte olup söz konusu ihracat 2014 yılında 645 bin ton, 2015 yılında 678 bin ton, 2016 yılında ise 714 bin ton seviyelerinde gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, Güney Kore söz konusu ürünün ihracatında yaklaşık %21 pay ile 2016 yılında dünya sıralamasında Çin Halk Cumhuriyeti’nden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Ayrıca, Güney Kore ihracatının %35’ini AB ülkelerine, %18’ini ABD’ye ve %2,5’ini ise Rusya Federasyonu’na gerçekleştirmektedir. Bu durum Güney Kore’nin hali hazırda Türkiye’ye önemli bir ihracat potansiyeli bulunduğunu göstermektedir.

(4) Güney Kore’nin dünyaya ihracatındaki birim fiyatlara bakıldığında 2014’de 1.539 ABD Dolar/Ton olan birim fiyatın 2015’de 1.250 ABD Dolar/Ton’a, 2016’da ise 1.105 ABD Dolar/Ton’a gerilediği görülmüştür.

(5) Endonezya’nın 2016 yılı üretim rakamı 675 bin ton seviyesinde gerçekleşmiştir. Önlem konusu üründe gerçekleştirdiği ihracata bakıldığında, söz konusu ihracatın 2014 yılında 139 bin ton, 2015 yılında 152 bin ton 2016 yılında ise 145 bin ton seviyelerinde gerçekleştiği görülmektedir. Endonezya söz konusu ürünlerin ihracatında yaklaşık % 4 pay ile 2016 yılında dünya sıralamasında altıncı sırada yer almaktadır. Ayrıca, Endonezya ihracatının %24,9’unu Bangladeş’e, %22,4’ünü ise AB ülkelerine gerçekleştirmektedir. Bu durum Endonezya’nın hali hazırda artan bir ihracat potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.

(6) Endonezya’nın dünyaya ihracatındaki birim fiyatları 2014’de 1.335 ABD Dolar/Ton iken, 2015’de 1.081 ABD Dolar/Ton’a ve 2016 yılında ise 1.035 ABD Dolar/Ton’a gerilediği ve ortalama birim fiyatların altında seyrettiği görülmüştür.

(7) Bu çerçevede nihai bildirim sonrasında taraflardan gelen görüşlerde, Endonezya’dan gerçekleşen ithalatın yıllar itibariyle azaldığı ve anılan ithalatın birim fiyatlarının diğer ülke birim fiyatlarından yüksek olduğu dolayısıyla mevcut önlemin yürürlükten kaldırılması durumunda zararın devamına yada yeniden meydana gelmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiştir. Mevcut önlemin etkisiyle söz konusu ithalatın azaldığı değerlendirilmekte olup yukarıda belirtildiği üzere Endonezya’nın gerek üretim gerekse de ihracat seviyesinin yüksek oluşu, dağıtım ve pazarlama kanallarını iyi bilmeleri ve esas soruşturmada tespit edilen damping marjları nedeniyle önlemlerin yürürlükten kalkması halinde dampingli ithalatın ve yerli üretim dalı üzerinde bu ithalattan kaynaklanan zararın devam etmesinin veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğu değerlendirilmektedir.

(8) Diğer taraftan, taraflardan gelen görüşlerde, soruşturma konusu ürün açısından Türkiye’nin Güney Kore için ana pazarlardan olmadığı ifade edilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere, anılan ülkenin en önemli ihracatçı ülkelerden birisi olduğu, ihracatının önemli bölümünün Türkiye’ye yakın coğrafyalara gerçekleştirdiği belirtilmiş olup hali hazırda tüketim miktarı artmakta olan Türkiye’ye önemli bir ihracat potansiyeli bulunduğunu göstermektedir.

5.3 Talebi Etkileyen Unsurlar

(1) Fiyata duyarlı (talebin fiyat esnekliğinin yüksek olduğu) söz konusu ürün ithalatının büyük miktarlarda ve kolaylıkla Türkiye pazarına yönlendirilebileceği mütalaa edilmektedir.

(2) Bunun yanı sıra, önleme konu ülkelerdeki üretici/ihracatçıların üretimlerinin büyük bölümünü ihracata yönlendirdikleri bilinmekte olup Türkiye pazarının potansiyelini, dağıtım ve pazarlama kanallarını iyi bilmeleri nedeniyle pazarın bu üreticiler için cazip koşullar sunduğu değerlendirildiğinden, yürürlükteki önlemin kalkması halinde dampingli ithalatın devamı veya tekrarının muhtemel olduğu düşünülmektedir.

6. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

6.1 Değerlendirme

(1) Esas soruşturma esnasında tespit edilen damping marjları, önlem konusu ülkelerde yerleşik üretici-ihracatçı firmaların önlemin yürürlükten kalkması halindeki muhtemel davranışlarını yansıtacak önemli bir gösterge olduğundan dikkate alınmıştır. Buna göre, esas soruşturma sırasında Endonezya’da yerleşik üretici-ihracatçı firmalar için CIF ihraç fiyatının %6,2 ve %37,4’ü arasında; Güney Kore’de yerleşik üretici-ihracatçı firmalar için CIF ihraç fiyatının %11,9 ve %37,4’ü arasında damping marjı tespit edilmiştir.

(2) ABD’nin Güney Kore menşeli ürünlere yönelik uyguladığı önlemin ve yürütmekte olduğu soruşturmaların anılan ülkede yerleşik ihracatçıların eğilimlerini göstermek için önem arz ettiği düşünülmektedir.

(3) Yürürlükte bir dampinge karşı önlemin varlığında, yerli üretim dalının göstergeleri incelendiğinde önlem konusu ürünün üretim değerinde, yurtiçi satış birim fiyatlarında, ihracat miktarında, birim yurtiçi satış ve toplam satış karlılığında, kapasite kullanım oranında ve üretim verimliliğinde düşüşler olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan, dampinge karşı önlemin varlığında yerli üretim dalının yurtiçi satış miktarında iyileşme olduğu görülmektedir. Yurtiçi satışlarda meydana gelen artışın üretime çok fazla yansımadığı, bunun nedeninin yerli üretim dalının pazar payını koruma hedefi ve yurtdışı satışlarda yaşanan azalışı karlılıktan feragat etmek pahasına kompanse etme çabasında olduğu değerlendirilmektedir.

(4) Güney Kore menşeli inceleme konusu ürün ithalatının Türkiye piyasasına giriş fiyatlarının yerli üretim dalının iç piyasa satış fiyatlarını kırmadığı ve baskı altında tutmadığı; Endonezya menşeli inceleme konusu ürün ithalatının Türkiye piyasasına giriş fiyatlarının, yerli üretim dalının iç piyasa satış fiyatlarını 2014 yılında % 3X oranında, 2015 yılında %X kırdığı fakat 2016 yılında kırmadığı ve 2014 yılında %1X oranında yerli üretim dalının fiyatlarını baskı altına aldığı görülmekle birlikte 2015 ve 2016 yıllarında baskı oluşturmadığı görülmektedir.

(5) Önleme konu ürünün Güney Kore’den yapılan ithalatı 2014-2016 yıllarında artış göstermiş ve sırasıyla 7.018 ton, 9.585 ton ve 10.552 ton olarak gerçekleşmiştir. Güney Kore menşeli ürün ithalatının toplam ithalat içindeki payı incelendiğinde ise 2014 yılında % 4,5 olan payın 2016 yılında %7 seviyesine yükseldiği görülmektedir. Endonezya’dan yapılan ithalat ise 2014-2016 yılları arasında sırasıyla 4.135 ton, 568 ton ve 37 ton olarak gerçekleşmiş olup Endonezya menşeli ürün ithalatının toplam ithalat içindeki payı ise 2014 yılında %2,7 iken 2016 yılında %0,02 seviyesine gerilediği görülmektedir.

(6) İlaveten, önlem konusu üründe 2016 yılında Güney Kore’nin 714 bin ton, Endonezya’nın 675 bin ton üretimi bulunmakta olup anılan ülkeler dünya ihracatında ikinci ve altıncı sırada yer almaktadırlar. Yakın döneme ilişkin projeksiyonlara bakıldığında, Güney Kore ve Endonezya’nın önlem konusu üründeki üretim ve ihracat kapasitelerini koruyacağı ve mevcut konumlarını devam ettireceği değerlendirilmektedir.

(7) Tüm bu hususlar ışığında, önlemlerin yürürlükten kalkması halinde dampingli ithalatın ve yerli üretim dalının üzerinde bu ithalattan kaynaklanan zararın devam etmesinin/yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğu değerlendirilmektedir.

6.2 Sonuç

(1) Soruşturma neticesinde ulaşılan tespitleri değerlendiren Kurul’un kararı ve Ekonomi Bakanının onayı ile 16/5/2012 tarihli ve 28294 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2012/11) kapsamında uygulanmakta olan dampinge karşı önlemin mevcut haliyle uygulanmaya devam edilmesine karar verilmiştir.

GTİP Madde Menşe Ülke Firma Unvanı Dampinge Karşı Önlem (CIF %)
5503.20.00.00.00 Poliesterlerden Güney Kore Tüm firmalar 6,20%
Endonezya P.T. Indorama Synthetics Tbk 6,20%
Diğerleri 12%

Mevzuatlara Dönmek İçin Tıklayınız.

Resmi Gazete İçin Tıklayınız.

Uzmanlarımız Tarafından Hazırlanan Bu Çalışmalarda Verilen Bilgilerden Dolayı Şirketimizin Yasal Sorumluluğu Bulunmamaktadır. Belirli Bir Konuya İlişkin Olarak İlgili Danışmana Başvurulması Tavsiye Edilmektedir.

Scroll to Top