Search
Close this search box.

Muhtara Bırakılan Tebligat Hakkında – Danıştay Kararı

Kaydet
Lütfen kayıt yapmak için giriş yapınız. Kapat

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/198
Karar No : 2022/1443

KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN       :Danıştay Başsavcılığı

DAVACI        :

DAVALI         :

İSTEMİN ÖZETİ      :İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 30/11/2021 tarih ve E:2021/3345, K:2021/3035 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51. maddesi uyarınca kanun yararına temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ        :Davacı adına 2020 yılına ilişkin olarak tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; dava konusu cezalı tarhiyata karşı daha önce açılan davanın, Mahkemelerinin 13/09/2021 tarih ve E:2021/2534, K:2021/2032 sayılı kararıyla, İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesi uyarınca dilekçe ret kararı ile sonuçlandığı, bu kararın davacının dava dilekçesinde yazılı olan ve adres kayıt sistemindeki adresine tebligata çıkarıldığı, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca ilgili mahalle muhtarına 22/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, 30 gün içerisinde dilekçenin yenilenmesi gerekirken, yenileme süresi geçirildikten çok sonra 24/11/2021 tarihinde kayda giren dilekçe ile davanın yenilendiği görüldüğünden, süresi geçirildikten sonra yenilenen davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle istinaf yolu kapalı olarak reddeden, İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 30/11/2021 gün E:2021/3345, K:2021/3035 sayılı kararının, Danıştay Başsavcılığı tarafından hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI                       :

DÜŞÜNCESİ  :Davacı adına 2020 yılına ilişkin olarak tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; dava konusu cezalı tarhiyata karşı daha önce açılan davanın, Mahkemelerinin 13/09/2021 tarih ve E:2021/2534, K:2021/2032 sayılı kararıyla, İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. Maddesi uyarınca dilekçe ret kararı ile sonuçlandığı, bu kararın davacının dava dilekçesinde yazılı olan ve adres kayıt sistemindeki adresine tebligata çıkarıldığı, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2. Maddesi uyarınca ilgili mahalle muhtarına 22/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, 30 gün içerisinde dilekçenin yenilenmesi gerekirken, yenileme süresi geçirildikten sonra 24.11.2021 tarihinde kayda giren dilekçe ile davanın yenilendiği görüldüğünden, süresi geçirildikten sonra yenilenen davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle red edilen, İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 30/11/2021 gün E:2021/3345, K:2021/3035 sayılı kararının; tebligat usulüne uygun yapılmadığından davanın süre aşımından reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu öne sürülerek davacı vekili tarafından kanun yararına temyiz edilmesi istemiyle Danıştay Başsavcılığına yapılan başvuru üzerine konu incendi:

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. Maddesinde; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 21. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yaptırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Olayda, davacı tarafından vergi zıyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatına karşı dava açıldığı, aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık veya sebep-sonuç ilişkisi bulunmayan cezalı tarhiyatlara karşı üç ayrı dilekçe ile dava açılması gerekirken, tek dilekçe ile dava açıldığı bu nedenle 2577 sayılı Yasa’nın 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Kanunun 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde belirtilen noksanlıklar tamamlanarak yenilenmek üzere reddine karar verildiği, bu kararın davacının, “***” adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca İlgili mahalle muhtarına 22.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, 30 gün olan yenileme süresi geçirildikten sonra yenilenen davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.

Davacının, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden temin ederek kanun yararına temyiz talebine ilişkin dilekçesine eklediği “Tarihçeli Yerleşim Yeri Bilgileri Raporu”nda, söz konusu dilekçe ret kararının tebliğinin denendiği —” adresinin, davacının adres kayıt sisteminde yer alan son adresi olmadığı, adres kayıt sisteminde yer alan son adresinin “***” olarak davacının 08.01.2019 tarihindeki beyanı ile değiştirildiği görülmektedir.

Bu durumda davacının 2577 sayılı Yasa’nın 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin reddine ilişkin İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 13/09/2021 tarih ve E:2021/2534, K:2021/2032 sayılı kararının, davacının adres kayıt sistemindeki son adresi olan “—” adresine tebliği denenmeden, daha önceki adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca yapılan tebliğ esas alınmak suretiyle davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; aksi yolda verilen ve hukuka aykırı olduğu sonucuna varılan İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 30/11/2021 gün E:2021/3345, K:2021/3035 sayılı kararının, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesi uyarınca kanun yararına temyiz edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ       :—

DÜŞÜNCESİ  : Kanun yararına temyiz isteminin kabulü gerekliği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebligatın yapılması” başlıklı 1. maddesinde; “Kazai merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile vakıf yükseköğretim kurumları, il özel idareleri, belediyeler, köy hükmi şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dahil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.” düzenlemesine, “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. maddesinde “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılmaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyle her yerde tebligat yapılması caizdir.” düzenlemesine, “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. Maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya Kapıcıya da bildirilir, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Muhtar, ihtiyar heyeti azaların, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatına karşı dava açıldığı, aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık veya sebep-sonuç ilişkisi bulunmayan cezalı tarhiyatlara karşı üç ayrı dilekçe ile dava açılması gerekirken, tek dilekçe ile dava açıldığı bu nedenle 2577 sayılı Yasa’nın 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Kanunun 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde belirtilen noksanlıklar tamamlanarak yenilenmek üzere reddine karar verildiği, bu kararın davacının, —” adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca ilgili mahalle muhtarına 22/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, 30 gün olan yenileme süresi geçirildikten sonra yenilenen davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, kesin olarak reddedildiği anlaşılmaktadır.

Olayda; davacının İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık işleri Genel Müdürlüğü’nden temin ederek kanun yararına temyiz talebine ilişkin dilekçesine eklediği ve uyap ortamında teyit edilen, “Tarihçeli Yerleşim Yeri Bilgileri Raporu”ndasöz konusu dilekçe ret kararının tebliğinin denendiği “—” adresinin, davacının adres kayıt sisteminde yer alan son adresi olmadığı, adres kayıt sisteminde yer alan son adresinin “****” olarak davacının 08/01/2019 tarihindeki beyanı ile değiştirildiği görülmektedir.

Bu durumda davacının 2577 sayılı Yasa’nın 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin reddine ilişkin İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 13/09/2021 tarih ve E:2021/2534, K:2021/2032 sayılı kararının, davacının adres kayıt sistemindeki son adresi olan “***” adresine tebliği denenmeden, daha önceki adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca yapılan tebliğ esas alınmak suretiyle davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU  :

Açıklanan nedenlerle;

1- Danıştay Başsavcılığının KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN KABULÜNE,
2- İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 30/11/2021 tarih ve E:2021/3345, K:2021/3035 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına,
3- Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine,
4- Kararın Resmi Gazetede yayımlanmasına, 09/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay Dördüncü Daire Başkanlığından:

Esas No          :2022/199
Karar No       :2022/1444
KANUN YARARINA TEMYİZ EDEN       :Danıştay Başsavcılığı
DAVACI        : —
DAVALI         :***

İSTEMİN ÖZETİ      :İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 30/11/2021 tarih ve E:2021/3344, K:2021/3034 sayılı kararının 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ        :Davacı adına 2018 yılına ilişkin olarak tarh edilen vergi ziyai cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; dava konusu cezalı tarhiyata karşı daha önce açılan davanın, Mahkemelerinin 13/09/2021 tarih ve E:2021/2534, K:2021/2032 sayılı kararıyla, idari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesi uyarınca dilekçe ret kararı ile sonuçlandığı, bu kararın davacının dava dilekçesinde yazılı olan ve adres kayıt sistemindeki adresine tebligata çıkarıldığı, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca ilgili mahalle muhtarına 22/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, 30 gün içerisinde dilekçenin yenilenmesi gerekirken, yenileme süresi geçirildikten çok sonra 24/11/2021 tarihinde kayda giren dilekçe ile davanın yenilendiği görüldüğünden, süresi geçirildikten sonra yenilenen davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle istinaf yolu kapalı olarak reddeden, İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 30/11/2021 gün E:2021/3344, K:2021/3034 sayılı kararının, Danıştay Başsavcılığı tarafından hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI           : —

DÜŞÜNCESİ  : Davacı adına 2018 yılına ilişkin olarak tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; dava konusu cezalı tarhiyata karşı daha önce açılan davanın, Mahkemelerinin 13/09/2021 tarih ve E:2021/2534, K:2021/2032 sayılı kararıyla, İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesi uyarınca dilekçe ret kararı ile sonuçlandığı, bu kararın davacının dava dilekçesinde yazılı olan ve adres kayıt sistemindeki adresine tebligata çıkarıldığı, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca ilgili mahalle muhtarına 22.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, 30 gün içerisinde dilekçenin yenilenmesi gerekirken, yenileme süresi geçirildikten çok sonra 24.11.2021 tarihinde kayda giren dilekçe ile davanın yenilendiği görüldüğünden, süresi geçirildikten sonra yenilenen davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddeden, İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 30/11/2021 gün E:2021/3344, K:2021/3034 sayılı kararının; tebligat usulüne uygun yapılmadığından davanın süre aşımından reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu öne sürülerek davacı vekili tarafından kanun yararına temyiz edilmesi istemiyle Danıştay Başsavcılığına yapılan başvuru üzerine konu incelendi:

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. maddesinde; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı  Kanunun 21. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden İhbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Olayda, davacı tarafından vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatına karşı dava açıldığı, aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık veya sebep-sonuç ilişkisi bulunmayan cezalı tarhiyatlara karşı üç ayrı dilekçe ile dava açılması gerekirken, tek dilekçe ile dava açıldığı bu nedenle 2577 sayılı Yasa’nın 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Kanunun 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde belirtilen noksanlıklar tamamlanarak yenilenmek üzere reddine karar verildiği, bu kararın davacının, “—” adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca ilgili mahalle muhtarına 22.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, 30 gün olan yenileme süresi geçirildikten sonra yenilenen davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.

Davacının, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden temin ederek kanun yararına temyiz talebine ilişkin dilekçesine eklediği “Tarihçeli yerleşim Yeri Bilgileri Raporu”ndasöz konusu dilekçe ret kararının tebliğinin denendiği ‘‘***” adresinin, davacının adres kayıt sisteminde yer alan son adresi olmadığı, adres kayıt sisteminde yer alan son adresinin “—” olarak davacının 08.01.2019 tarihindeki beyanı ile değiştirildiği görülmektedir.

Bu durumda davacının 2577 sayılı Yasa’nın 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin reddine ilişkin İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 13/09/2021 tarih ve E.2021/2534, K:2021/2032 sayılı kararının, davacının adres kayıt sistemindeki son adresi olan “—” adresine tebliği denenmeden, daha önceki adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca yapılan tebliğ esas alınmak suretiyle davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; aksi yolda verilen ve hukuka aykırı olduğu sonucuna varılan İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 30/11/2021 gün E:2021/3344, K:2021/3034 sayılı kararının, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesi uyarınca kanun yararına temyiz edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ       :

DÜŞÜNCESİ  :Kanun yararına temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE            :

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebligatın yapılması” başlıklı 1. maddesinde; “Kazai merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile vakıf yükseköğretim kurumları, il özel idareleri, belediyeler, köy hükmi şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dahil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.” düzenlemesine, “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. maddesinde “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapık Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyle her yerde tebligat yapılması caizdir.” düzenlemesine, “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Muhtar, ihtiyar heeyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatına karşı dava açıldığı, aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık veya sebep-sonuç ilişkisi bulunmayan cezalı tarhiyatlara karşı üç ayrı dilekçe ile dava açılması gerekirken, tek dilekçe ile dava açıldığı bu nedenle 2577 sayılı Yasa’nın 5, maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Kanunun 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde belirtilen noksanlıklar tamamlanarak yenilenmek üzere reddine karar verildiği, bu kararın davacının, “—” adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca ilgili mahalle muhtarına 22/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, 30 gün olan yenileme süresi geçirildikten sonra yenilenen davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, kesin olarak reddedildiği anlaşılmaktadır.

Olayda; davacının İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden temin ederek kanun yararına temyiz talebine ilişkin dilekçesine eklediği ve uyap ortamında teyit edilen, “Tarihçeli Yerleşim Yeri Bilgileri Raporu”nda, söz konusu dilekçe ret kararının tebliğinin denendiği “***” adresinin, davacının adres kayıt sisteminde yer alan son adresi olmadığı, adres kayıt sisteminde yer alan son adresinin “—” olarak davacının 08/01/2019 tarihindeki beyanı ile değiştirildiği görülmektedir.

Bu durumda davacının 2577 sayılı Yasa’nın 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin reddine ilişkin İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 13/09/2021 tarih ve E:2021/2534, K:2021/2032 sayılı kararının davacının adres kayıt sistemindeki son adresi olan “—” adresine tebliği denenmeden, daha önceki adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca yapılan tebliğ esas alınmak suretiyle davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1· Danıştay Başsavcılığının KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN KABULÜNE,

2· İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 30/11/2021 tarih ve E:2021//3344, K:2021/3034 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu’nun 51.maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına,

3- Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine,

4· Kararın Resmi Gazetede yayımlanmasına, 09/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Mevzuatlara Dönmek İçin Tıklayınız.

Adalet Bakanlığı İçin Link’e Tıklayınız.


Uzmanlarımız Tarafından Hazırlanan Bu Çalışmalarda Verilen Bilgilerden Dolayı Şirketimizin Yasal Sorumluluğu Bulunmamaktadır. Belirli Bir Konuya İlişkin Olarak İlgili Danışmana Başvurulması Tavsiye Edilmektedir.

Scroll to Top